Güncelleme: 15.11.2006 |
|||
|
|
|||||||||||||||||||||||||||||||
Ortadoğu'da politika yapanlar açısından İslami hareketi doğru değerlendirmek zorunludur. Hele Türkiye'deki gibi 90'lı yıllardan önce son derece marjinal olup da hemen birkaç senede toplumun önemli bir kesimini harekete geçirebilen ve daha önce solun kalesi olarak görülen politik alanları dolduran bir İslami mücadeleye sahip olan ülkelerdeki muhalifler için elzemdir bu. Türk egemen sınıfı "şeriata karşı mücadele" diyerek toplumda yapay bir laik-antilaik kutuplaşması yarattı ve buna devam etmeye çalışıyor. Laik cepheci politikalar olarak tarif ettiğimiz politikalar işçi sınıfı ve yoksulların yararına değil. İslami hareket, solun boş bıraktığı alanları, solun hayati sloganlarını kullanarak doldurdu. Ama bu, onun çelişkili olmadığı anlamına gelmiyor. Bu açıdan olaya yaklaşmak ve İslami harekete karşı alacağımız durumu buna göre belirlemek zorundayız..
|
||||||||||||||||||||||||||||||||