|
ORTAK
ADAY KAZANDIRIR!
2007 seçimleri sola, emek-barış-demokrasi güçlerine tarihi
bir fırsat daha sunuyor. Eğer parti ve gruplar ile emek örgütlerimiz hep
birlikte ortak bağımsız adaylarla seçimlere katılırsa 70 temsilcimizi
TBMM'ye göndermemiz çok mümkün.
Böylesi bir çıkış hepimizin umut ve güvenini artıracaktır. Çünkü artık
bu toplumda bizim de sesimiz meclis kürsüsünden duyulsun istiyoruz. Çünkü
söyleyecek sözümüz var. Çünkü Baykal'ın CHP'sinin kirlettiği sol kavramının
neleri temsil ettiğini görmek ve topluma yeniden göstermek istiyoruz.
TBMM'ye yollayacağımız temsilcilerle bu yolda önemli bir adım atabileceğimiz
ortada.
Hemen hepimiz ırkçılığın, savaş çığırtkanlığının, tahammülsüzlüğün,
işsizlik, yoksulluk ve adaletsizliğin ulaştığı tehlikeli boyutların farkındayız.
Hrant kardeşimizin katli ile bu farkındalığın yetmediğini ve bir şeyler
yapmak gerektiğini bir kez daha derinden hissettik. Sadece cenaze törenlerinde
bir araya gelmekten duyduğumuz sıkıntı ve mahcubiyeti paylaştık Hrant'ın
arkasından. Ama umutlandık da. Kardeşliği, barışı, özgürlükleri, demokrasiyi,
insan haklarını savunanların hiç de az olmadığını görüp yüreklendik. Sesimizin
daha yüksek çıkabileceğini hissettik uzun bir aradan sonra.
Kimimiz "benim hâlâ umudum var" diye
bir araya geldi, kimimiz "savaşa ve ırkçılığa DurDe"
diye… Kimimiz "savaşın değil barışın dilini konuşalım"
dedi, kimimiz "aydınına sahip çık". Artık hepimiz farkındayız
başka türlü bir şeyler yapmanın zamanı geldi de geçiyor bile. Solu ve
temsil ettiği değerleri yeniden kurgulamak ve alternatif haline getirmek
için genel seçimlerin sunduğu fırsatı kimsenin tepmeye hakkı yok.
Eğer 2002'de DEHAP, ÖDP ve TKP'nin ayrı ayrı partiler olarak
katıldığı seçimlere bu üç parti ortak bağımsız adaylarla girseydi 61 temsilcimiz
şu anda TBMM'de olacaktı. Bu rakam yaklaşan genel seçimde ne yapmamız
gerektiğini anlatmak için kendi başına yeterlidir.
Üstteki tablo 2002 seçimlerinde ortak bağımsız adaylarımız
olsaydı hangi seçim bölgesinden kaç vekil çıkarabileceğimizi gösteriyor.
Tablo, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ve Yüksek Seçim Kurulu (YSK) web
sitelerinden (www.tuik.gov.tr ve www.ysk.gov.tr ) derlenen verilerin işlenmesiyle
oluşturulmuştur.
Tabloyu büyütmek
için burayı tıklayın..
İlk yapmamız gereken, sen-ben çekişmesini bir kenara bırakıp
ayrıntılarda boğulmadan en temel ortak taleplerimizi alt alta yazıp bu
taleplere uygun davranacağını söz verecek ortak adayları destekleyecek
kesimlere sesimizi duyurmak. Böylece DTP'den ÖDP'ye,
CHP'den kopanlardan SHP'ye, EMEP'den
TKP'ye, Antikapitalist'ten Halkevleri'ne
parti, grup ve bireylerin üzerinde en çok uzlaşacağı ortak bağımsız adaylar
belirlememiz mümkün olacaktır. KESK, DİSK,
TMMOB, TTB gibi sendika ve meslek örgütlerimizin
de bu adaylara desteğini açıklamasını sağlayarak hep birlikte, parti-kurum
ayrımı yapmadan emeğin, demokrasinin, barışın, halkların kardeşliğinin
sesini yükseltecek ortak adaylarımız için kampanya yapmalıyız. İşte o
zaman etnik, dinsel, mezhepsel, cinsel tercihleri ne olursa olsun hepimizin
ortak taleplerini savunarak TBMM kürsüsünden savaşa, ırkçılığa, patronlara,
ayrımcılığa kafa tutacak onlarca temsilcimiz olacaktır.
Bu bir hayal değil, gerçekleşmesi mümkün bir öneridir. Eğer
"varsın öbür partiden olsun, yıllarını mücadeleyle geçirmiş bu
arkadaşımız en temel ortak noktalarımızda beni de temsil edebilir"
diyebilirsek, bu fırsatı kendimize tanırsak yer yerinden oynar ve toplumsal
mücadelede yeni bir geleneğin kapısını aralamış oluruz.
CHP'den hoşnut olmayan solcuların büyük bölümü yüzde 10'luk
ülke barajı nedeniyle ciddi bir sıkışmışlık yaşıyor, oy verecek bir parti
göremiyor. 2002 seçimlerinde 2.8 milyonu eski,
1.2 milyonu yeni, toplam 4 milyon kadar sol seçmenin oy
kullanmadığı yada boş oy verdiğini unutmayalım. 2002'de mecbur hissederek
CHP'ye oy veren ama bu seçimde CHP'ye oy vermeyi hiç istemeyen bir kitle
olduğu da ortada.
CHP'den kopanları da, Kürt seçmeni de kucaklayabilecek en
temel taleplerimiz etrafında gerçekçi bir seçim alternatifi yaratabilirsek
2002'de sandığa gitmeyen ya da CHP'ye oy veren önemli bir seçmen kitlesi
de adayları destekleyecektir.
Kampanyaya katıl;
Sessiz çoğunluğun sesi daha gür çıksın
- 1965 seçimlerinde meclise giren 15 TİP milletvekilinin
yarattığı havayı 42 yıl sonra yeniden solumak için,
- TBMM'de patronlara karşı emeğin ve emekçinin sesi olacak milletvekilleri
görmek için,
- Savaş naralarına, ırkçılığa teslim olmamak için,
- Barış ve kardeşlik taraftarlarının sesinin meclis kürsüsünden de duyulması
için,
- Genelkurmay'ın sözcülüğünü yaparak emekçi ve ezilenlerle iliş-kisini
kesen; özgürlükler yerine yasakları; demokrasi, insan hakları yerine baskıları
ve devleti savunan Baykal ve ekibinin kirletmeye devam ettiği sol kavramına
yeniden hak ettiği prestiji sağlamak için;
Ayrıntılarda boğulmayan, sen-ben kavgasını bırakarak en
temel noktalarda birlikte hareket etmenin zorunlu ve mümkün olduğunu düşünenlerin
ORTAK BAĞIMSIZ ADAY İSTİYORUZ
çağrısını yapanların sayısı kısa sürede 4000'e ulaştı. Hemen her sol parti
ve gruptan bireylerin altına imza attığı bu çağrının destekçileri arasında
çok sayıda akademisyen, yazar, sanatçı ve aydının yanı sıra toplumun hemen
her kesiminden kişiler var. Çağrıya destek verenlerin sayısı artıkça sessiz
çoğunluğun sesi daha gür çıkacak ve imkansız gibi görünen ama hepimizin
arzu ettiği başarıları elde etmemiz kolaylaşacaktır.
Emekten, özgürlükten, barıştan, kardeşlikten, demokrasiden yana olanların,
en temel taleplerini dile getirecek ortak bağımsız adaylar etrafında seçimlere
hazırlanılması çağrısına atacağınız imza, kampanyanın web sitesinde yer
alacaktır.
Sendikalarımız, meslek örgütlerimiz ile sol parti ve gruplarımızın
liderliklerine ORTAK ADAY İSTİYORUZ
mesajını en yüksek sesle iletmek için başlatılan bu kampanyayı hep birlikte
daha geniş kesimlere duyurarak yaygınlaştırabiliriz. Unutmayalım ki, yaklaşan
genel seçimlerde gönül rahatlığıyla oy verecek bir parti göremeyen veya
kendisini temsil edecek partinin baraja takılacağını düşünüp rahatsızlık
duyan yüz binlerce sol seçmen var.
Bazı İmzacılar
Gençay Gürsoy, Türk Tabipler
Birliği Başkanı; Aydın Engin, Gazeteci; Ayşe Buğra, Boğaziçi Üniversitesi;
Ayşe Berktay, Barış Girişimi; Oya Baydar, Yazar; Şanar Yurdatapan, Düşünce
Suçuna Karşı Girişim, Sanatçı; Osman Kavala, Barış Girişimi; Şebnem Korur
Fincancı, TTB; Fikret Başkaya, Özgür Üniversite; Kemal Gökhan Gürses,
Karikatürist; Mehmet Ali Eren, Eski Milletvekili; Yavuz Okçuoğlu, ÖDP
Güngören İlçe Başkanı ve SODEV Denetim Kurulu Üyesi; Zeynep Gambetti,
Boğaziçi Üniversitesi Öğr. Üyesi; Barış Karakaş, TMMOB GMO Şube Yönetim
Kurulu Üyesi; Mustafa Mayda, Cam Keramik İş Sendikası Genel Merkez Yöneticisi;
Mehmet Tüm, SODEV Genel Sekreteri; Prof. Dr. Rana Varol, Ege Üniversitesi;
Meltem Cemiloğlu, Demokratik Kadın Platformu; Şükrü Güner, TTB Yüksek
Onur Kurulu Üyesi; Mehmet Demir, Haber Sen; Erkan Çınar, Birgün, Gazeteci;
Markar Esayan, Agos Gazetesi, Gazeteci/Yazar; Abdulkadir Yıldırım, CHP
1999 Belediye Başk Adayı; Süleyman Yılmaz, Yeşiller; İsmet Çetinkaya,
DTP Zeytinburnu İlçe Yöneticisi; Burçin Özekinci, DTP, Tekstil İşçisi;
Selen Tokcan, NTV; Sevim Doğru, Küresel BAK; Hava Aras, CHP, Ev Hanımı;
Yılmaz Özçay, Alevionline, Yazar; Celal Aygün, EMEP, İşçi; Ender Eren,
Yeşiller; Naif Bezwan, Siyasal Bilimci; Prof. Dr. Nurcan Özkaplan, Marmara
Üniversitesi; Altın Daşdemir, SHP, İşçi; Aysun Gökçe, Hacı Bektaş Veli
Kültür ve Tanıtma Derneği Soma Şube Başkanı; Celalettin Can, 78'liler;
Hasan Soysal, BTS, Teknisyen; Metin Uzunöz, Yol-İş 3 Nolu Şube, İşçi;
Özgür Özkan, TKP/Yurtsever Cephe; Yrd. Doç. Dr. Yıldız Silier, Boğaziçi
Üniversitesi; Necdet Sofracı, SHP Belediye Meclis Üyesi; Nejla Osseiran,
Boğaziçi Üniversitesi; Öğr. Gör., Ali Adnan Akçay, ODTÜ Sosyoloji Bl.
Öğr. Gör.; Fatih Adıgüzel, KESK/SES İşyeri Temsilcisi; Tuba Akıncılar,
Galatasaray Üniversitesi, Öğr. Gör.; Senem Örnek, Benim Hala Umudum Var
İnisiyatifi; İbrahim Enes Özkan, Genç Siviller; Cem Uzun, Antikapitalist,
Yazar; Cengiz Arslan, ÖDP, İşçi; Sema Ömür, SDP, Muhasebeci; Ahmet Kukul,
Devrimci Çözüm Dergisi, Çiftçi; Osman Ağar, Sürkal Derneği; Doğan Tarkan,
DSİP Genel Başkanı; Hamza Güven, Trakya'da Birlik ve Dayanışma Derneği
Başkanı; Sebehattin Halli, DTP Eyüp İlçe Başkanı; Adnan Vural, SES, Sağlık
Emekçisi; Mıdır Ayber, Tunceliler Derneği, Öğrenci; İsmail Arslan, ODAK,
Öğrenci; Mehmet Cengiz Faydalı, Yapı Yol Sen, Kamu Emekçisi; Selçuk Armağan,
Gökkuşağı Komünleri Hippie Girişimi; Supü Aslan, Tarım Orkam Sen, Laborant;
Veysi Altay, İHD; Erol Engel, Bergama Çevre Platformu/ÖDP İlçe Yöneticisi;
Ahmet Çerçel, İGD-TKP; Sadık Çelik, Tes-İş, İşçi; Ercument Gürçay, Tarih
ve Toplum Bilimleri Enstitüsü Sekreteri; Nevin Aygen, Emekli; Fatih Adıgüzel,
SES İşyeri Temsilcisi; Gülten Uçar, Barış Grubu; Türkan Uzun, Antikapitalist,
Yazar
Birlik
kazandırıyor, kaçan kaybediyor
Toplumun büyük kesimi, yıllarca büyük bir sabır ve beklentiyle
oy vererek iktidara getirdiği merkez sağ ve sol partilerden kopuyor. Bu
partilerin (ANAP, DYP, DSP, CHP vd) 1987, 91, 95, 99 ve 2002 seçimlerinde
aldıkları toplam oyların oranı sırasıyla şöyle oldu: %88.72, %82.99, %65.35,
%58.11, %45.41.
Merkez sağdan kopup radikal çözüm önerilerine kayanlar için
çekim gücü İslami hareket ve faşist hareket oldu. Bu iki hareketin toplam
oy oranları 1987, 91, 95, 99 ve 2002 yıllarında sırasıyla şöyle oldu:
%10.91, %16.88, %30.01, %35.11, %46.85.
Merkezden kopuş eğilimi, politik yelpazenin solunda da görülüyor.
Merkez solun geleneksel partilerinin 1987, 91, 95, 99 ve 2002 seçimlerindeki
toplam oy oranları sırasıyla şöyle oldu: %33.27, %31.94, %25,56, %31.46,
%22.27.
Ancak merkez soldan "kaçan" oyların adresi, sağda yaşandığı
gibi daha radikal (DEHAP, ÖDP ve TKP gibi) partiler olmadı. Büyükçe bir
sol seçmen kitlesi sandığa gitmedi. Böylece toplam sol oylar 2002 seçimlerinde
dibe vurdu. Kendisini solda tanımlayan (Merkez sol, Kürt hareketi ve sosyalist
sol) bütün partilerin oyları 2002'deki oyları 1999 seçimlerine göre toplam
2.8 milyon azaldı. 1999 yılından 2002 yılına kadar seçmen sayısının 4
milyon arttığı ve bunun %30 kadarının (1.2 milyon) sol partilere oy vereceği
de hesaba katılırsa sol oylardaki düşüşün ne denli büyük olduğu daha iyi
görülür.
HADEP, EMEP, SDP ve diğer sol grupların, seçime DEHAP çatısı
altında girmesi ile bu kesimin artan toplam oyları 2002 seçimlerinde solun
tek tesellisi olurken geç bile kalınsa, eksik bile olsa birliğin yaratabileceği
etkiyi gösterdi.
Oyumuzu, güvenimizi ve umudumuzu artıralım
Ortada olan acı geçek 2002'de yaklaşık 4 milyon sol oyun
ortadan kaybolmasıdır. Bu oyların sağa gitmediği açık. O zaman bu seçmenler
nerede sorusunu sormak önem kazanıyor.
Esas olarak gerçekçi, yani kendisini ifade eden ve barajı
aşabilecek, bir alternatif görmeyen önemli bir çekirdek var. Hemen hepimizin
çevresinde bulabileceğimiz böyle seçmenleri sandığa götürmek ortak aday
projesiyle hiç de zor olmayacaktır. Zaten çoğunun gönlünden geçen böyle
bir proje bu kesim içinden bir grubun tekrar mücadeleye dönmesini sağlar.
Kampanyayı duyan sınırlı grup içindekilerin büyük kısmının
soldaki partilerin kendi grup çıkarlarını bir an için bile olsa arka plana
itmeyeceği, bu nedenle ortak aday projesinin gerçekleşmeyeceği beklentisi
hakim.
Soldaki belli başlı parti ve grupların bu olumsuz beklentiyi
boşa çıkaracak adımlar atması, solun yeniden güç ve prestij kazanması
yolunda ciddi bir adım atmamızı sağlayacaktır.
Sandığa gitmeyen sokağa da çıkmıyor
Kayıtlı seçmenlerin nüfusa oranı %41,3'ten %59,5'e yükselirken
seçimlere katılım oranı 2002'de son 20 yılın en düşük seviyesine inmiştir.
1987'de %93,3 olan seçime katılım oranı 2002'de %79,1'dur.
Bu durum, büyük seçmen kitlesinin parlamentoya ve geleneksel
partilere güveninde ciddi bir azalma yaşandığını göstermektedir.
Sandığa gidip de boş ya da geçersiz oy kullananların oranı
ise son 6 seçimde ortalama olarak % 3,9'dur. Bu oran, solun görece daha
fazla umut verdiği 1987, 1991 ve 1995 yıllarında ortalamanın altına inmektedir.
Geçerli oyların kayıtlı seçmen sayısına oranı, seçime fiili
katılımı ifade etmesi açısından anlamlıdır. Bu oran da son seçimde %75,9
olmuştur. Bunun anlamı, kayıtlı her 4 seçmenden biri 2002'deki seçimde
ya sandığa gitmemiş ya da geçersiz oy kullanmıştır. 2002'de sandığa gitmeyen
8,6 milyon seçmen ve geçersiz oy kullanan 1,3 milyon seçmen vardır. Bu
iki rakamın toplamı olan 9,9 milyon oy, sol olarak tanınan bütün partilerin
aldığı toplam oydan (9,1 mil-yon) daha fazla ve neredeyse AKP'nin aldığı
oy (10,8) kadardır.
Seçmenlerin bu davranışı ile toplumsal mücadele düzeyi arasında
ilişki kurmak yanlış olmaz. Değişim isteyenlerin yüksek ülke barajını
aşarak parlamentoya girebilecek partilere yöneliminin azalması eğer kendisini
mücadele olarak ifade etseydi Türkiye'deki toplumsal mücadelenin düzeyi
çok yüksek olurdu. Ama durum ne yazık ki böyle değil.
Mevcut siyasi yapılara güvenmeyen bu kadar geniş bir kesim
varken bu kesimlerin temsilcisi olacak yeni bir partinin çıkmayışı, yada
partilerden birinin bu kesime yönelmeyişi önemli bir sıkıntıyı ifade ediyor.
Partilere güvenmeyen bu kesim kedisine de güvenmiyor. Üstelik bu kesim
içinde toplumsal mücadelelerin örgütleyici çekir-değini oluşturan sol
kesimin payı oldukça yüksek.
Bu durumun doğal sonucunu toplumsal seviyesinin düşüklüğü,
umutsuzluk, moralsizlik olarak yaşıyoruz. Bu nedenle bu kesimi heyecanlandıracak
ortak aday projesi daha da önem kazanmaktadır.
Hayal değil gerçek; daha fazlası da mümkün
Üstteki tablo bazı seçim
bölgelerinde, sadece o bölgedeki 2002 oylarımızı yüzde 1 ile 5 puan artırırsak
toplam kaç vekil çıkarabileceğimizi gösteriyor.
Tablo, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ve Yüksek
Seçim Kurulu (YSK) web sitelerinden (www.tuik.gov.tr ve www.ysk.gov.tr
) derlenen verilerin işlenmesiyle oluşturulmuştur.
Tabloyu büyütmek
için burayı tıklayın..
Yaptığımız çalışma gösteriyor ki bir çok seçim bölgesinde,
sadece o bölgedeki oylarımızı biraz artırarak daha fazla milletvekili
çıkarmamız mümkün. Ortak bağımsız aday projesiyle oylarımızı artırmamız
aşağıda sıraladığımız nedenlerle çok mümkündür:
1- Farklı grupların birlikteliğinin yarattığı enerji: 2002'de
sağlanan kısmi birlik bile oylarımızı 426 bin 708 adet artırmıştı. 1999
seçimlerinde sosyalist sol grupların ciddi kısmının desteklediği HADEP
ve EMEP'in toplam oyu 1 milyon 533 bin 952 iken bu iki partinin içinde
yer aldığı ve hemen hemen aynı gruplarca desteklenen çatı partsi DEHAP'ın
oyunu 2002'deki 1 milyon 960 bin 660'a yükselmiştir. DEHAP ittifakı ÖDP
ve TKP tarafından desteklenseydi yaratacağı hava, DEHAP'ın yarattığı havadan
çok daha yüksek olurdu.
2- Yüksek ülke barajı DEHAP'ın da, ÖDP'nin de TKP'nin de
oylarını düşürmüştür. Oy vermeyi düşündüğü partinin barajı aşamayacağını
düşünen seçmen, ikinci en iyi tercihi yapmak zorunda kalmaktadır. Bu ise
CHP oyları içide bir miktar oyumuz olduğunu gösterir.
3- Bağımsız aday projesi baraj engelini ortadan kaldıracağı
için doğru adaylar ve iyi bir kampanya ile bazı bölgelerde oy patlaması
yapabileceğimizi düşünmek gerçekçidir.
4- Geçen seçimde "mecburen" CHP'ye oy veren seçmenlerin
sayısı eğer gerçekçi bir alternatif üretemezsek bu seçimde daha da artacaktır.
Ortak aday proesi Baykal'ı cezalandırmak isteyen sol seçmen için ilk adres
olacaktır.
5- Geçen seçimlerde oy kullanmayan ya da geçersiz oy veren
seçmenlerin sayısında yaşanan patlamadan sol seçmen muaf değildi. Yaklaşık
4 milyon seçmen sandığa küsmüştü. Umut veren adaylar ve iyi bir kampanya
bu küskün seçmenin en azından bir bölümünü sandığa çekebilir.
6- Kürt bölgeleriden büyük illere göçen ama 2002'de kayıtlı
olmadığı için oy kullanamayan seçmenlerin bu seçimlerde daha yüksek oranda
sandığa gideceğini beklemek de gerçekçidir. DEHAP da bu yönde çaba harcamıştır.
7- Ortak adaylar için değişik parti, grup ve kurumlardan
bireylerin ortak faaliyet yapmasının yaratacağı enerji (DEHAP kam-panyasında
bunun nasıl bir şeye benzeyebileceğini hissetmiştik) kampanyanın alacağı
sonuçları pozitif etkileyecektir.
Tablodaki rakamlar gösteriyor ki bazı seçim çevrelerinde sadece o çevrede
aldığımız oy oranını yüzde 1 artırsak bile ek bir vekil daha seçtirebiliyoruz.
Böylece 61 milletvekili sayısının 97'ye kadar çıkması olanaklı hale geliyor.
Antikapitalist; Sayı 44; Mayıs
2007
'Türkiye'de Durum' sayfasına dön
sayfa başına dön |
|