Güncelleme:
03.11.2006
             

 

Site içi arama


google'da ara
antikapitalist'te ara


Kim Kime Oy Verdi?

Sertuğ Çiçek

İşçiler içinde DSP, küçük burjuvazi içinde MHP yüksek
Seçim sonuçları politik durumun geniş bir fotoğrafını çekebilmemizi sağladı. Seçmenlerin sınıfsal konumlarına ve onların egemen sınıf ve fikirleriyle yaşadıkları çatışmalara bakmaksızın yapılan her türlü açıklama kum üzerinde inşa edilen kaleler gibi hızla çöküyor. MHP'nin yükselişinin nedeni bu partinin "temiz ve denenmemiş olması" değil elbette. Öyle olsaydı örneğin ÖDP'nin de oy patlaması yapması gerekirdi. MHP'yi ikinci parti haline getiren küçük burjuvazinin sınıfsal tercihidir. MHP'nin yükselişi Kapitalizmin gelişmesiyle zaten rekabete dayanamayarak sürekli yoksullaşan küçük burjuvazi son aylarda yaşanan ekonomik kriz nedeniyle daha da umutsuz durumda. Seçimler, "büyük sermaye sahiplerinin hapşırdığı, bu nedenle de küçük sermaye sahiplerinin zatürre olduğu" bir dönemde gerçekleşti. Yaşamını, ailesinin geleceğini sahip olduğu küçük bir sermayeye bağlamış olan bu büyük kalabalık, kriz nedeniyle burnundan soluyor. Küçük sermayedarlar yüksek faiz oranları ve daralan piyasa ekonomisi içinde boğulurken karşılarında bütçesinin üçte birini savaşa aktaran, kamu kaynaklarının yarıya yakınını faiz olarak bankalara peşkeş çeken, son yıllarda dağıtılan yaklaşık 1 katrilyon liralık teşviğin yüzde 90'ınından fazlasını İstanbul sermayesine aktaran bir devlet var. Küçük sermayedarlar ANAP ve DYP gibi partilerin büyük sermayeye daha yakın olduğunu, kendilerine hayır gelmeyeceğini biliyorlar. Kadrolarını kendileri gibi küçük işletmecilerden veya bir iş yeri açıp zengin olma sevdasında olan lümpen işsizlerden çıkaran MHP, küçük sermayenin umutsuzluğuna ve öfkesine çok daha yakın. Son dönemde Kürt sorununu tamamen inkar ederek silahlı çözüm dışındaki önerilere karşı sertleşen yönetici sınıf "milli devlet güçlü iktidar" isteyen MHP'yi küçük burjuvalar nezdinde daha da meşrulaştırdı. Seçimler, Kürt sorununda siyasi çözümün tartışılamaz hale getirildiği ve ekonomik krizin küçük işletmeleri vurduğu bir dönemde yapıldı. Büyük patronlar klübü TÜSİAD, generaller ve medyanın seçimlerde DSP'yi adres göstermesine karşın küçük sermayedarlar kendi sınıfsal çıkarlarını daha iyi savunacağını düşündükleri, Kürt sorununda askeri çözüm için canını dişine takmış MHP'ye yöneldiler. 1995 seçimlerinde ağırlıklı olarak Refah Partisi'ne oy veren bu kesimin şimdi MHP'ye yönelmesi küçük sermayedarların güçlü esen rüzgara göre yön belirleyen kaypak bir sınıf olduğunun göstergesidir. İşçilerin oyları neden DSP'ye kaydı? Türk-İş liderliği ile DİSK Genel Başkanı Rıdvan Budak seçim öncesinde açıkca DSP'yi desteklerken tabanın ortalama bilincini yansıtıyorlardı. Abdullah Öcalan'ın yakalanıp Türkiye'ye getirilmesi işçi sınıfı içinde milliyetçi fikirlerin güç kazanmasına yol açtı. 1995'te CHP'ye oy veren işçilerin en milliyetçi olanları DSP'ye kaydı. 28 Şubat Muhtırası'ndan sonra yönetici sınıf tarafından büyük oranda "laik cephecilik" fikrine ikna edilen emekçiler son aylarda estirilen milliyetçi rüzgarın etkisiyle daha da sağa kaydılar. Ecevit ve partisi de sağa kayan işçiler için açık bir adres oldu. Sağa kayışa direnenler ise egemen sınıfın propagandasına rağmen oylarını solda tek alternatif olarak gördükleri CHP'ye verdiler. Ancak CHP liderliği sağa kayışa, milliyetçi dalgaya karşı tartışmak yerine laik cephecilik yaparak generallerin gözüne girmeyi hedefledi. Böylece kendi kuyusunu kazdı. Çünkü DSP generallerin bu yöndeki emirlerine uyacağını iktidarı sırasında kanıtlamış ve laik cephecilere kendini beğendirtmeyi başarmıştı. Sokak sandığa yansıdı Seçim öncesinde yaşadığımız sınıf mücadelesinin durumu sandıktan çıkanı belirledi. MHP'liler sokakları savaş ve intikam naralarıyla doldururken, işçiler kardeşlik için sokakta değillerdi. Geleceği de sandıktan çıkan sonuç değil, önümüzdeki dönemde mücadele edecek olanlar belirleyecektir. Yöneticilerin estirdiği milliyetçi dalgayı sola döndürmek, şiddet üzerinden örgütlenen bir partinin meşrulaşmasını sağlayan bu sistemin değişmesi için örgütlenmek gerekiyor. 18 Nisan seçim sonuçlarında sandıktan çıkan MHP'den memnun olmayanlar okulunda, işyerinde, fabrikasında, mahallesinde mücadeleyi örgütlemeli.

Sol Oylar Sanayi Kentlerinden
Seçim sonuçları MHP’nin işçilerden az, küçük burjuvaziden (esnaf, küçük işletmeciler, küçük mülk sahipleri) ise çok oy aldığını gösteriyor. DSP ve CHP işçilerin yoğun olduğu kentlerde yüksek oy alırken küçük burjuvazinin yoğun olduğu kentlerde az oy aldılar. Milliyet Gazetesi’nden Atilla Özsever’in çalışmasının gazetemizce geliştirilmesiyle ortaya çıkan sonuçlar MHP’nin işçi sınıfı içindeki desteğinin Türkiye genelinde elde ettiği destekten daha az olduğunu gösteriyor. MHP Türkiye genelinde yüzde 18 oy almasına karşın işçilerin sosyal güvenlik kuruluşu olan SSK’ya bağlı ailelerin nüfus içindeki payının en yüksek olduğu 31 ilde ancak yüzde 15 oy alabildi. Bu illerde Türkiye genelinde toplam yüzde 31 oy alabilen DSP ve CHP’ye verilen oyların oranı ise 9 puan artarak yüzde 39’a ulaştı. DSP+CHP oyları ile MHP oyları arasındaki fark Türkiye genelinde 12.9 puanken bu fark SSK’ya bağlı işçi ve emekli ailelerinin seçmen içindeki oranının yüzde 61.2 olduğu illerde 22.5 puan olarak gerçekleşti. DSP+CHP oyları ile MHP oyları arasındaki fark İzmir’de 38.9, Tekirdağ’da 38.1, Kırklareli’nde 38, Zongukdak’ta 35, Bartın’da 35, İstanbul’da 33.3, Eskişehir’de 31.3, Bursa’da 21.3 puan olarak gerçekleşti. Sözkonusu illerde MHP belediye başkanlıklarından sadece 4’ünü kazanırken DSP ve CHP toplam 11 belediye başkanlığı kazandı. Serbest meslek sahiplerinin bağlı olduğu sosyal güvenlik kuruluşu olan Bağ-Kur’lu ailelerin en yoğun bulunduğu 32 ilde ise MHP oyları belirgin olarak arttı. Türkiye genelinde yüzde 18 olan MHP oyları bu illerde 4.8 puan aratarak 22.8 düzeyine ulaştı. Aynı illerde DSP+CHP oyları ise yaklaşık 2 puan düşerek yüzde 29 oldu. Bu illerde DSP ve CHP toplam 8 belediye başkanlığı kazanırken MHP 13 belediye başkanlığını aldı. Ayrıca yapılan anketler MHP’ye oy verenlerin sadece yüğzde 14’ünün “işçi”, yüzde 20’sinin ise “memur” olduğunu gösteriyor. Polislerin “memur” statüsünde olduğu düşünülürse MHP’ye işçi sınıfının rağbet etmediği görülüyor. Aynı anket MHP’ye oy verenlerin yüzde 23’ünün “serbest”, yüzde 5’inin “işsiz”, yüzde 6’sının “diğer” ve yüzde 16’sının öğrenci olduğunu gösteriyor. MHP oyları içinde küçük burjuvazi olarak adlandırılan kesimin öğrencilerle birlikte yüzde 50’den fazla olduğu görülüyor.

Yeni İşçi Demokrasisi; Sayı 4; Mayıs 1999

'Türkiye'de Durum' sayfasına dön
sayfa başına dön