Güncelleme:
03.11.2006
             

 

Site içi arama


google'da ara
antikapitalist'te ara


İMF’ye Karşı Olmak İçin 10 Neden

Uluslararası Para Fonu (IMF) yoksullardan çalıyor. 1980-1992 yılları arasında yoksul ülkeler IMF ve Dünya Bankası'ndan aldıkları borcun üç katı geri ödeme yaptılar. Yoksul ülkelerin borç yükü nedeniyle her gün 20 binden fazla çocuk ölüyor. Tanzanya'da 35 yaşına gelmeden ölenlerin oranı %40, borç geri ödemesi ise sağlığa harcanan paranın 6 katı. Etiyopya'da borç geri ödemesi sağlığa harcanan paradan dört kat daha büyük. Afrika'nın güneyindeki yoksul ülkelerin borcu 500 milyar doların üzerinde. Bu rakam yıllık ihracat gelirlerinden 3 kat daha fazla. Sadece IMF 1980'lerin ortalarından bu yana Afrika'dan 5 milyar dolar transfer etti. IMF Yapısal Uyum Programları çocuk ölümlerinin artmasına yol açtı. Milyonlarca çocuğu eğitimden yoksun bırakan bu politikalar nedeniyle Afrika, Latin Amerika, Asya'nın çeşitli bölgelerinde hastaneler ve klinikler kolera, hepatit ve tifo gibi hastalıkların yeniden yaygınlaştığı yerler haline geldi. Zimbabwe'de sağlık harcamaları üçte bir oranında azaltıldı. IMF'nin dayattığı sağlık kesintileri AIDS ve HIV enfeksiyonunun Afrika'nın çoğunu yok etmesine neden oldu. IMF programları toplum için yapılan harcamaları azaltıyor. Ekonominin uluslararası şirketlere açılması, devlete ait şirketlerin özelleştirilmesi, işçi haklarına, ücretlere ve çalışma koşullarına saldırı, en temel kamu harcamalarında yoğun kesintiler içeren programlarda anlaşmayan hiçbir yoksul ülke IMF ve Dünya Bankası'ndan kredi alamıyor. Bu politikaların uygulanmasında başarısız olunursa IMF kredileri iptal ediliyor. IMF büyük uluslararası şirketler aracılığıyla dünyayı sömürüye açıyor. Yapısal Uyum Programları hükümet katkılarını ve temel gıda maddelerindeki fiyat kontrollerini yasaklıyor. Bu durum sektörleri yabancı şirketlere açarken bölge üreticilerini iflasa sürüklüyor. 1991 yılında IMF'nin Peru'da uyguladığı 'şok tedavi' sonrası ekmek fiyatı bir gecede 11 kat, petrol fiyatları da 30 kat arttı. IMF için 'uyumun' anlamı yoksul ülkeleri uluslararası şirketlerin çıkarlarına uygun hale getirmek. IMF, işçileri ücret kesintileri, uzun çalışma saatleri ve daha fazla sömürüye maruz bırakıyor. IMF emek piyasasının kuralsızlaştırılmasını, 'esnek' hale getirilmesini talep ediyor. Bunun anlamı iş güvenliğinin yok edilmesi, çalışma saatleri üzerindeki sınırlıkların kaldırılması, patronlar için işten atmayı kolaylaştırmak, sendikalara saldırı, iş güvencesi ve güvenliğinin kaldırılmasıdır. IMF programlarının dayatılması sonrasında neredeyse Afrika'daki gerçek ücretler yarı yarıya düştü. IMF politikaları çevre üzerinde korkunç bir yıkım yaratıyor. Borçlu ülkelerdeki ormansızlaştırma çabasının arkasında IMF programları var. Bu ülkelerdeki hükümetler, borç faizlerini ödemek için gereken parayı hızla para bulabilmek amacıyla geniş alanları ormansızlaştırıyorlar. Bu durum ölümcül etkiler yaratıyor. 1998'de Mitch Kasırgası sırasında binlerce ölüme neden olan şey ormansızlaştırılmış bölgelerden gelen çamur seliydi. IMF çiftçileri ihracat için en kısa zamanda tek bir ürün üretmeye zorluyor. Bu durum ürün kaybına neden olan zararlı böcek ve virüslerin artmasına neden oluyor. Toprağı verimsizleştiriyor. IMF politikaları ekonomik krizleri daha da kötüleştiriyor. IMF kendi politikalarının ekonomik büyüme sağlayacağını söylüyor. Ancak bu bir yalan. IMF Yapısal Uyum Programlarının uygulandığı 76 ülkede yapılan bir araştırma, sadece dördünün istikrarlı ekonomik büyüme gösterebildiğini kanıtlıyor. 1997 Asya krizi sonrasında Endonezya'nın toparlanması için IMF'nin verdiği ilaç milyonların acısını daha da arttırdı. 40 milyon fazla insan daha yoksulluk sınırının altında yaşamaya başladı. IMF anti demokratik ve hesap vermeyen bir kuruluş. Ülkeler IMF'de kendi nüfuslarının ihtiyaçlarına göre değil ekonomilerinin boyutlarına göre temsil ediliyorlar. Dünya nüfusun sadece %5'ini barındıran ABD IMF'deki oyların yüzde 17'sine sahip. Sanayileşmiş yedi ülke oyların % 45'ine sahip. Zengin ve güçlü olan ipleri kontrol ediyor. Bugün beş en büyük uluslararası şirket 40 kadar insan tarafından yönetiliyor ve Orta Doğu ve Afrika'nın toplamından daha fazla üretimi kontrol ediyor. Neyin üretileceğine, kimin iş sahibi olacağına ve kimin yaşayıp kimin açlık içinde kıvranarak öleceğine bu bir avuç insan karar veriyor.

Antikapitalist; Sayı 1; Eylül 2000

'Türkiye'de Durum' sayfasına dön
sayfa başına dön