En büyük fundamentalist

1960'lardan bu yana savaş karşıtı bir aktivist olan Tarık Ali geçen ay sonunda Türkiye'ye gelerek çeşitli TV programları, konferans ve söyleşilere katıldı.

11 Eylül sonrasında ABD'nin Afganistan'a müdahalesine karşı oluşturulan ve Londra'da 100 bin kişilik bir gösteri örgütleyen Stop the War (Savaşı Durdurun) Koalisyonu'nun tanınmış aktivistlerinden biri olan Tarık Ali'nin, Türkiye'de dile getirdiği düşüncelerini aşağıda özetliyoruz:

“Soğuk savaş yıllarında, yeşil kuşağın oluşturulması ve SSCB'ye karşı mücadeleye önderlik etmek için, ABD tarafından Suudi Arabistan'dan bir prens arandı, ancak hiç bir prens bu işe razı olmayınca, Usame Bin Ladin icat edildi ve savaşmak üzere Afganistan'a gönderildi. Ancak SSCB çöküp, düşman ortadan kalkınca, bunun gibi örgütlerin varlık nedeni de ortadan kalktı. Kendilerini kullanılmış ve atılmış gibi hissedip, ABD'nin Suudi Arabistan'a üs kurmasına sinirlenenler, 11 Eylül'ü gerçekleştirdiler.

11 Eylül'ün nedeninin bir medeniyetler çatışması olduğunu söyleyen Huntington'un görüşü ahmakça. 11 Eylül sonrası sevinç gösterilerinin bir çoğu, Latin Amerika ülkelerinde gerçekleşti. Yunanistan'da ise, saldırıyı destekleyenlerin oranı %70'e kadar çıkıyordu. Bu ülkeler, Müslüman değil. Peki bu, nasıl Müslüman-Hıristiyan medeniyetlerinin çatışması olabilir?

Bush'un "şer ekseni" olarak adlandırdığı ülkeleri, İran, Irak ve Kuzey Kore oluşturuyor. Bu listeye Kuzey Kore niçin dahil edildi? Çünkü, Kuzey Kore Müslüman değil ve bu savaşın Müslümanlara karşı olmadığı izlenimi verilmeye çalışılıyor. Çünkü, Ortadoğu ülkeleri kaynıyor. Bu yüzden Arap ülkelerinde liderler, ülkelerin istikrarsızlaşıp, iktidarlarının sallanmasından endişe ediyorlar. Mısır'da Müslüman kardeşler grubuna mensup olduğunu bildiğim birisine, "Avrupa'da, ABD'de savaşa karşı gösteriler oluyor, siz neden bir şey yapmıyorsunuz?" diye sordum. O da bana, şöyle yanıt verdi: "Yetkililer bize, camide ve üniversitede istediğimiz gibi yürüyüş yapabileceğimizi, ancak sokaklara inersek vurulacağımızı söylediler." Ona, Irak'a bir saldırı olursa ne yapacaklarını sordum. O da, "o zaman sokakları kontrol edemeyiz" diye cevap verdi. Bunu, Mısırlı yetkililer de biliyor ve bu yüzden Mübarek, bir Irak savaşına karşı çıkıyor.

Bir Afrika ülkesindeyken, Usame Bin Ladin'i desteklediğini bildiğim bir kişiye, 11 Eylül saldırılarının sadece New York'un görüntüsünü değiştirdiğini söyledim. Yani sonuçlar sadece estetik bakımdan oldu. Ancak bu değişim, ABD'nin emperyalist gücünde bir azalmaya yol açmadı. ABD karşıtı hareketler, kolaylıkla teröre yönelebilirler. ABD'nin Irak saldırısı, 11 Eylül'den daha kötü sonuçlara yol açabilir.

Savaşı durdurabilmek için, Vietnam Savaşı'na karşı askerlerin, Pentagonu basarak, "biz savaşmak istemiyoruz" haykırışlarına ve İsrail'de 200 askerin yaptığı "1967 sınırlarının dışında savaşmak istemiyoruz" açıklamalarına çok ihtiyacımız var. Tabii ki, kitlesel mücadeleye... Savaşa karşı bir alternatifi, her ülkede inşa etmek zorundayız. Barcelona'daki 600 bin kişi, savaşa karşı sloganlar atıyordu. İtalya'da Berlusconi'ye karşı 3 milyon İtalyan, gösterilere katıldı. Dünyada hava ısınıyor. 20 Nisan'da savaşa karşı ABD'de ve Avrupa ülkelerinde büyük kitlesel eylemlere hazırlanıyoruz.

Savaşı durdurmak için birleşmeye ihtiyacımız var. Biz, İngiltere'de "Stop The War" (Savaşı Durdurun) koalisyonu oluşturduk. Savaşa karşı birleşik bir mücadele inşa etmezsek, kazanmamız çok zor. Dünyada büyüyen anti-kapitalist hareket, Seattle'dan Barcelona'ya gelirken bir virajı daha aldı. Bu viraj, hareketin savaş karşıtı bir harekete dönüşmesiydi.

Şimdiye kadar yapılan gösteriler bir Irak saldırısını engellemek için yetersiz. Ama Avrupa'nın yarısı sokaklara dökülürse durum değişir. ABD'deki savaş karşıtı hareket de çok önemli. Vietnam Savaşı'nı durduran türde bir harekete ihtiyaç var.

Antikapitalist; Sayı 15; Nisan 2002

'Dünyada Durum' sayfasına dön
sayfa başına dön