Güncelleme:
14.11.2006
             

 

Site içi arama


google'da ara
antikapitalist'te ara


1 Mayıs:

İşçilerin Uluslar arası Dayanışma ve Mücadele Günü

Bütün dünyada işçiler 1 Mayıs'ı kutluyor. 1886'dan bu yana 1 Mayıs işçiler tarafından uluslararası düzeyde enternasyonalizm ve dayanışma bayramı olarak kutlanıyor.1 Mayıs, geçen yüzyıl bir çok baskıcı rejimlere, askeri diktatörlüklere karşı işçi sınıfı mücadelesinin sembolü oldu. 1917'de Rusya'da, 1974'de Portekiz'de işçi iktidarı kutlamalarına dönüştü.

ABD'den başlayan mücadele dalgası

1 Mayıs 1886'da ABD'de başlayan sekiz saatlik iş günü mücadelesi işçi sınıfının olduğu her yere yayıldı.

Bir gözlemci o zaman ABD'deki gelişmeleri şöyle aktarıyordu : "Hareket bütün beklentileri aştı. Mayısın ikinci haftasına kadar 80 bini Chicago'da, 45 bini New York'ta, 32 bini Sinsinnati'de 340 bin işçi greve çıktı. Ajitasyon toplumsal atmosferin tümüne nüfuz etmiş durumda. Kalifiye ve kalifiye olmayan işçiler sendikalar veya dernekler kurdular. Erkekler ve hatta kadınlar hem zaman hem de para ayırarak katkıda bulunuyorlar. İşyerlerinde, sokakta, evlerde yemek masalarında konuşulan ana konu bu."

İşçilerin büyük çoğunluğu iş saatlerinin azaltılmasını sağladılar. Harekete karşı gelişen baskı dalgası ayaklanmayı durdurdu. Ancak ABD'de gerçekleşen mücadele bütün dünyada işçilere ilham kaynağı oldu.

1889'da, o zamanlar dünyadaki tüm sosyalistlerin örgütü olan 2. Enternasyonal, sekiz saatlik işgünü için mücadele çağrısında bulundu ve 1 Mayıs'ta bütün ülkelerdeki işçileri iş bırakmaya çağırdı.

Bir yıl sonra bütün dünyada gerçekleşen grevler 1 Mayıs'ın ilk kez "uluslararası işçi günü" olarak kutlanmasını sağladı.

Almanya'da yüzbinler iş bırakarak gösterilere katıldı, İtalya'da kitlesel grevler ve mitingler gerçekleşti. Fransa'dan İspanya'ya, Portekiz'den Polonya'ya işçiler eylemde ve grevdeydi.

Marks'ın kızı Elenor Londra'da gösterilerin organize edilmesinde anahtar rol oynadı. Marks Komünist Manifesto'da "bütün ülkelerin işçileri birleşin" çağrısının gerçekleştiği bu günü göremedi. Ancak, onun mücadele arkadaşı Frederick Engels bu ilk 1 Mayıs'ta Hyde Parkı dolduran 300.000 kişiye bir konuşma yaptı.

1890'da işçi gösterileri o kadar yoğundu ki birçok ülkede hükümetler 1 Mayıs'ı resmi tatil ilan etmek zorunda kaldılar.

Bundan sonra yıllar boyu 1 Mayıs işçiler için birleşme noktası haline geldi.

"Savaşa hayır!"

1 Mayıs 1916 Almanya'da 1. Dünya Savaşı'nın yarattığı katliama karşı çıkan herkesin buluşma noktası oldu.

Sosyalist Karl Liebknecht bu gösteride yaptığı "savaşa hayır, hükümet istifa!" diyen konuşmasından dolayı tutuklandı. 50.000 metal işçisi Liebknecht'in serbest bırakılması için greve çıktı.

Toplama kampında enternasyonal

Çok ağır koşullarla dahi işçiler 1 Mayıs'ı kutlamaya devam ettiler. 2. Dünya Savaşı boyunca Naziler 300 bin Yahudi'yi Varşova Gettosu'ndan ölüme yollamışlardı. Bu Getto’da bile sosyalistler 1 Mayıs'ı kutlamakta kararlıydılar. Toplama kampında bulunan bir sosyalist, Marek Edelman, bu günleri şöyle aktarıyor: "Bütün dünya 1 Mayıs'ı kutluyordu ve her yerde anlamlı, güçlü sözler söyleniyordu. Ancak Enternasyonal Marşı daha önce hiçbir zaman bir çok insanın öldüğü ve bir çoğunun da ölümle yüz yüze olduğu bu kadar farklı ve trajik koşullarda söylenmemişti."

Birçok ülkede 1 Mayıs, büyük işçi mücadelelerinin patlak verdiği dönemde gerçekleşti. Portekiz'de 48 yıllık faşist diktatörlük 25 Nisan 1974'de devrildi. Bir hafta sonra başkent Lizbon'da gerçekleşen 1 Mayıs gösterisi o kadar güçlüydü ki daha sonra 18 ay boyunca süren devrimci mücadelelerin kapısını açtı.

Afrika'yı salladı

Güney Afrika'da siyah işçiler ırkçı rejime teslim olmayı reddettiler. 1 Mayıs'ı kutlamaları işçi mücadelelerinin önemli bir parçasıydı. Güney Afrikalı işçilerin 1 Mayıs 1986'da uluslararası işçi bayramının ücretli tatil olması talebiyle yaptığı genel grev yaşamı felç etti.

Lüks semtlerdeki zengin beyazlar uyandıklarında günlük gazete ve sütlerinin dağıtılmadığını gördüler. Bu yaşadıkları korkuyu bir başkası izledi; varoşlarda yaşayan hizmetçileri de işe gelmemişlerdi.

Sanayinin anahtar sektörlerinde üretim durdu. 270 bin madenci grevdeydi. Büyük mitingler ülkenin her yanında sürüyordu. Polis bir çok mitinge göz yaşartıcı bomba kullanarak saldırıyordu. Madenciler sendikası militanı Marcel Golding şöyle diyordu:

"Bugün işçilerin günü. Polisin ne yaptığı önemli değil. Bugün bizim günümüz olmaya devam edecek."

Stalinist rejimler ve 1 Mayıs

Sovyetler Birliği'nde ve Doğu Avrupa'da stalinist rejimlerin (bürokratik devlet kapitalisti rejimler) yaşandığı dönemde 1 Mayıs'lar içi boşaltılmış resmi bir gösteriye dönüştürüldü. Yöneticiler, işçilerin dayanışmasını ve enternasyonalizmi kutlamak yerine kitlesel imha silahlarının tanıtıldığı 1 Mayıs gösterileri yapmayı tercih ettiler.

Ancak bazı dönemlerde 1 Mayıs bu ülkelerde de gerçek anlamıyla kutlanabildi. 1982'de Polonya'da Dayanışma Konseylerini ezen hükümet darbesinden hemen 8 ay sonra işçiler 1 Mayıs'ı kutlamak üzere yasa dışı eylemlere katıldılar.

1989'da Çin'de, işçiler ve öğrenciler 1 Mayıs'ın gerçek anlamını gösterdiler. Tienenman Meydanı ayaklanmasında rejime karşı öfkelerini ifade ettiler.

Güney Kore

30-40 yıl öncesine kadar işçi sınıfının varlığından pek bahsedemeyeceğimiz ülkelerde bile son yıllarda çok büyük ve militan 1 Mayıs'lar kutlanıyor. 1990'da işçilerin büyük ayaklanması Güney Kore'nin "mucize" ekonomisini sarstı. Dünyanın en büyük tersanesi ve Hyundai fabrikası 1 Mayıs'ta işçiler tarafından işgal edildiler. İşçiler, işgalleri kırmak için saldıran polisle savaştı. Güney Kore borsası dayanışma grevlerinin yayılmasıyla birlikte çöktü.

Metro işçileri bilet paralarını toplamayı, banka işçileri üniforma giymeyi reddettiler. Öğrenciler dersleri boykot ettiler. Öfkeli küçük yatırımcılar borsa ofislerini yıktılar.

İllegal çalışmak zorunda olan militan işçi örgütü Chonnohyop, işçilerin 500'den fazla işyerinde greve çıkmak üzere anlaşmış olduğunu duyuruyordu.

1996'da Japonya'da "işsizlikle savaş" talebiyle gerçekleşen 1 Mayıs eylemlerine iki milyon işçi katıldı.

1 Mayıs 2000

Dünyanın her tarafında 1 Mayıs'ın en güçlü dayanışma ve direniş gösterisi olması için hummalı bir çalışma yapılıyor. Seattle ve Washington'da yaşanan küresel gösteriler, bu kez 1 Mayıs'a taşınıyor.

Yeni bir yüzyıla girdiğimiz bu yıl dünyadaki her renkten, her ulustan, sayısız dilden, dinden milyonlarca işçi bu büyük mücadeleyi yükselterek 1 Mayıs'ı kutluyor. İşte bu, dünyayı değiştirecek olan asıl güçtür.

Türkiye’de de işçiler tüm baskılara rağmen 1 Mayıs'ta gösteriler düzenlemeye devam ettiler. Türkiye'de ilk 1 Mayıs 1906'da kutlandı. 1977 1 Mayıs'ında kalabalığa açılan ateş sonucu 36 kişi öldü.

Ancak bu saldırı bir sonraki yıl her türlü tehdide rağmen 500 bin işçinin mitinge katılmasına engel olmadı. 1996 1 Mayıs'ında Kadıköy'de mitinge katılan 3 kişi polis tarafından vuruldu ancak 100 bin işçinin alanlara çıkmasına engel olamadılar.

Portekiz’de Ayaklanma

Phil Mailer, 1 Mayıs 1974 Lizbon gösterilerini anlatıyor:

"Daha önce hiç böyle bir şey görmemiştik. Bütün Lizbon alanlardaydı. Heyecan inanılmaz ölçülerdeydi. Biz bütün bu yaşananları; sesleri, ruhu, havayı içimize çekmeye çalışıyorduk. Sevincimiz yarım yüzyıldır bastırılmışlıktan sel gibi fışkırıyordu.

Bu, işçilerin günüydü. Diğer şehirlerden gelen insanları taşıyan bir çok kamyon vardı. Bütün gün yürüyüş yaptık, yarım milyonluk kalabalığın içinde kaybolduk.

İşçiler birbirlerine işçi kontrolünün ne anlama geldiğini ya da ne anlama gelebileceğini anlatıyorlardı. Genç işçiler müzikle dans ediyorlardı. Üzerlerinde göstericilerin olduğu polis arabaları geçiyordu. Otobüslerin hepsinin acil çıkışları açıktı, her pencereden bayraklar sallanıyordu.

Bir grup öğrenci "silahlanmış insanlar asla yenilmezler" diye slogan atarak geçti.

Bu 1 Mayıs'ı asla unutmayacağım. Sesler hâlâ kulaklarımda çınlıyor. 48 yıllık baskıdan sonra devrimin kapıları tekrar açılmış gibi görünüyordu. O tek bir gün içinde her şey yerini bulmuştu. Hiçbir şey tanrı tarafından verilmemişti, her şey insanlar tarafından gerçekleştirilmişti.

1 milyon nüfuslu bir şehirde 600 bin kişinin yaptığı gösterileri sözcükler nasıl ifade edebilir? Çalışan insanlar koşullar üzerinde silinmez izler bıraktılar. Çağrı sosyalizm içindi ve kitleler halinde insanlar bu çağrıyı gerçekleştirmek üzere girişimde bulundular."

Yeni İşçi Demokrasisi; Sayı 16; Mayıs 2000

'Antikapitalist nedir' sayfasına dön
sayfa başına dön