AB, İMF;
İstikrar Paketleri Yoksullaştırıyor
Nice: Küresel direnişin yeni durağı
Fransa'nın Nice kentinde 6-7 Aralık tarihlerinde Avrupa Birliği (AB)
Zirvesi yapılacak. Ancak bu zirve karşılıksız kalmayacak. Nice, "küreselleşmeye"
ve "neo-liberal" politikalara karşı büyük gösterilerden birini
yaşayacak. Sendikacılar, Üçüncü Dünya borçlarını protesto edenler, işsizler
ve küresel kapitalizmin sonuçlarından iğrenen gençler hep birlikte 6-7
Aralık'ta gösteriler gerçekleştirecekler.
Nice protestolarının büyük olacağı şimdiden belli. Fransa'daki en önemli
sendikalar konfederasyonu olan CGT protestolar için ciddi bir hazırlık
yapıyor. Fransız sendika liderleri gösterilere Fransa'dan en az 50.000
kişinin katılmasını bekliyorlar.
Avrupa'daki sendikalar ve Avrupa Sendikalar Konfederasyonu (ETUC) protestoları
destekliyor ve Türkiye gibi aday ülkelerdeki sendikaların da delegasyon
yollamasını istiyor.
İtalya ve İspanya'dan büyük sayılarda işçi delegasyonu katılımı şimdiden
planlanmış durumda. Küreselleşmeye karşı kampanya yapan ve 27 bin üyeye
sahip ATTAC, üyelerini Nice'e çağırıyor. Prag'da IMF ve Dünya Bankası'na
karşı 26 Eylül küresel eylem günü protestolarını destekleyen kurum ve
kuruluşların çoğu bu gösteriyi de destekliyor.
CGT ve Avrupa'daki çeşitli sendikaların protesto yürüyüşü 6 Aralık'ta
yapılacak. Ancak bir çok gösterici 7 Aralık'ta da Nice'de kalarak liderler
zirvesini engellemek üzere blokaj ve karşı zirveye katılmayı planlıyor.
Blokaj 6 Aralık akşamı başlayacak ve gece boyunca sokak forumları, tartışmalar
ve diğer faaliyetlerle 7 Aralık'ta devam edecek.
Nice protestosu hakkında daha fazla bilgiye aşağıdaki web sitelerinden
ulaşabilirsiniz:
www.attac.org
www.charte-ccdf.org
www.euromarches.org
Liderler ne konuşacak?
Avrupa Birliği liderleri iki önemli meseleyi konuşmak üzere bir araya
geliyorlar.
Birincisi, birliğe katılması planlanan ülkeler için AB kurumları ve anlaşmaları
üzerine bir dizi teknik gibi görünen değişimler gerçekleştirmek. İkincisi
ise Avrupa Temel Haklar Şartı üzerinde anlaşmaya varmak. Her ikisinin
arkasında da işçi haklarına ve sosyal devlete daha fazla saldırı ve özelleştirmelerin
bastırılması var.
ATTAC yöneticilerinden Susan George, "Eğer Avrupa Birliği liderleri
hedeflerini gerçekleştirmeyi başarırlarsa en azından geçmiş 100 yılın
kazanımları; sosyal haklarımız, kamu hizmetlerimiz, sağlık ve eğitim sistemimiz
de içinde olmak üzere hepsi risk altında. Seferber olmak zorundayız"
diyor. CGT, zirvede yapılacak "teknik reform tartışmalarının"
arkasında kamu sektörünün özelleştirilmesi çabasının olduğunu anlatıyor.
Avrupa Komisyonu 1957 Roma Anlaşması'ndan bu yana neo liberal prensipleri
en öne koyduğunu belirten CGT, AB'nin sürekli kuralsızlaştırma ve özelleştirme
politikasına sahip olduğunu gösteriyor. Avrupa Birliği liderleri tarafından
önerilen Temel Haklar Şartı'nın ise "çalışma" ya da "grev"
hakkından hiç bahsetmediğini, bunun yerine "iş yapma hakkı"ndan
söz ettiğini ortaya koyan CGT Temel Haklar Şartı'nın nasıl işveren prensipleriyle
yoğrulduğuna dikkat çekiyor.
AB liderlerinin bu yıl yine demiryollarına, posta hizmetlerine, telekoma,
gaza ve elektriğe saldırdığını belirten CGT, "bu saldırıları geri
püskürtmek için güçlü bir seferberlik gerekeceğini" söylüyor.
CGT'nin talepleri
6 Aralık'ta neo liberal politikalara güçlü bir yanıt verilmesini isteyen
CGT'nin talepleri şu konularda: Mülteci hakkı, barınma hakkı, grev hakkı,
dışlamaya ve yoksulluğa karşı sosyal korunma hakkı, iyi yaşanabilir bir
emeklilik maaşı hakkı, çalışma hakkı, yaşanabilir bir ücret hakkı, iyi
kamu hizmetleri alma hakkı.
Konuya ilişkin 1 milyon bildiri dağıtmayı hedefleyen CGT Nice'de de 10.000
sendika bayrağı dağıtmayı planlıyor.
Türkiye ve AB
Türkiye'de çok sayıda insan Avrupa Birliği'nin iyi bir güç olduğunu ve
Türkiye'de koşulları iyileştirebileceğini düşünmekte. Bu Türkiye'deki
koşulların ne kadar kötü olduğunu gösteren önemli bir ölçüt. Ancak Avrupa
Birliği'nin ne olduğu hakkında çok yanlış bir görüşü ifade ediyor.
ATTAC haklı olarak AB'yi küresel kapitalizmin anahtar kurumlarından biri
olarak görüyor. Neo liberal küreselleşmenin motorları sadece uluslararası
şirketler, finansal piyasalar, IMF, Dünya Bankası, OECD ve Dünya Ticaret
örgütü gibi kurumlar değil. Aynı zamanda büyük gelişmiş ülkelerin hükümetleri
ve Avrupa Komisyonu da bu motorlar arasında.
Komisyon, kamu hizmetlerine, özellikle de eğitim ve sağlığın özelleştirilmesi
için sistematik olarak saldırıyor.
ATTAC işverenlerin yeni bir özelleştirme çabası içinde olduğunu ifade
ediyor.
Avrupa Hizmetler Forumu "hizmetlerin liberalleşmesini iten Avrupa
sanayi lobisi grubu" bu ay büyük bir konferans programı organize
ediyor. Konferans Avrupa Komisyonu ve Dünya Ticaret Örgütü'nün resmi desteğine
sahip.
ATTAC nedir?
ATTAC, Fansa'da, küreselleşme ve neo liberalizme karşı çıkan büyük örgütlenmelerden
bir tanesi. Üç yıl önce finansal spekülasyonların vergilendirilmesi çağrısıyla
kurulan ATTAC o zamandan bu zamana genişleyerek küresel kapitalizme karşı
ciddi bir karşı çıkışı örgütlemek isteyen insanların merkezi haline geldi.
Bu üç yıl içinde 27.000 üyeye sahip oldu. Liderliğini yapan kişiler arasında
Fransa'da yaşayan kampanyacı Susan George, önemli bir sol aylık dergi
olan Le Monde Diplomatique'den Bernard Cassen var.
Antikapitalist; Sayı 3; Kasım 2000
'Avrupa Birliği' sayfasına dön
sayfa başına dön |