Güncelleme:
16.10.2007
             

 

Site içi arama


google'da ara
antikapitalist'te ara


Meclise UFUK-UMUT geldi

Artık mecliste solun ve ezilenlerin de sesi var. 22 Temmuz seçimleri sonucunda Ufuk Uras’ı ve diğer Bin Umut adaylarını meclise göndermeyi başardık!

Seçim kampanyaları sırasında ve sonrasında bir dizi soru işaretiyle karşılaştık. Bu soru işaretlerinden şu anda en çok öne çıkanı “peki, şimdi nereye” sorusunun sonunda yer alanı.

Bu soruya doğru bir cevap verebilmek için seçim çalışmaları sırasında neler yapıldığını ve yaşandığını ve seçim çalışmalarında aktif olarak çalışanların ne tür sonuçlar çıkardığını görmemiz gerek.

Antikapitalist gazetesi olarak kendimize ve seçimler sırasında birlikte çalıştığımız bir dizi aktiviste üç soru yönelttik: 1) Seçim kampanyası sırasında neler yaptınız ve sizin için en önemli deneyimler nelerdi? 2) Kampanyada öne çıkan olumlu ve olumsuz taraflar nelerdi? 3) Olumlulukları devam ettirip çoğaltmak, olumsuzlukların üstesinden gelmek için bundan sonra ne yapmak, nasıl bir yol izlemek gerekir?

Bu sayfalarda farklı deneyimlere sahip farklı kentlerde, farklı adaylar için faaliyetler yürütmüş bir dizi aktivistin bu sorulara verdikleri cevapları okuyacaksınız.

Hedefimiz Ufuk Uras’ın son dönemde sık sık belirttiği gibi “solun ortak aklını harekete geçirmek”

Eylül ayında İstanbul ve Ankara’da Ortak Aday kampanyasında bir araya gelmiş özneler, seçimler vasıtasıyla yakaladığımız ortaklığı bundan sonra da devam ettirmeyi tartışacakları forumlar düzenleyecekler. Mecliste kürsümüz var; sıra sokaktaki, işyerindeki, okuldaki sözümüzü birleştirmeye ve çoğaltmaya geldi.

Hepimize kolay gelsin...


Solda ortaklığa devam

Bu seçim süreci benim için "nasıl" sorusu ile başladı. 2002 Emek, Barış, Demokrasi Bloku ile çalışmış, sandıkta bir alternatif yaratma deneyimini çok önemsemiştim. Ancak bu kez, yüzde 10'luk barajın ben ve benim gibi insanların oy ve umutlarını öğütemeyeceği başka türlü bir seçim çalışmasına ihtiyaç vardı.

CHP bir alternatif değildi. Toplumun bütün mağdurlarına sırtını çoktan dönmüştü. Ancak CHP, TSK ile randevu noktasında varmak üzere yoksuldan, işçiden, ezilenden kaçarken ardında devasa bir boşluk bırakmıştı. Tek tek sosyalist parti ve grupların ise bu boşluğu doldurma gücü yoktu.

Kış aylarında DTP'li bazı kesimlerin seçimlere bağımsız adaylarla katılmayı tartıştıklarını duydum. Ancak somut bir şey söylenmiyor, "tartışıyoruz" hatta "olmaz" deniliyordu.

Antikapitlist'te "nasıl" üzerinde sohbetler başladı.

Evet, seçimlere bağımsız adaylarla katılmak yüzde 10 barajını ekarte ederdi. Seçilen vekillerle birlikte muhalif hareketin yeniden bir ivme kazanması mümkün olur, CHP'ye bir alternatif inşa etmeye başlanırdı. Ancak her kesim kendi bağımsız adayını çıkartması muhalefet hareketinin verili derdine deva olamazdı. Demokrat, sosyalist, partili, partisiz, genç-daha az genç (nüfus cüzdanında yazan rakamdan bağımsız olarak bir muhalif hep gençtir) farklı kimliklere sahip de olsa her muhalifin gönül rahatlığı ile oy verebileceği bağımsız adaylar itici bir güç teşkil edebilirlerdi. Bütün bu kesimlerin toplumun büyük çoğunluğunu mağdur eden savaş, neo-liberalizm, demokrasi-sizlik, sorunlarına sahip çıkmadan bir alternatif oluşturması da zaten mümkün değildi.

Muhaliflerin ortak bir zeminde ortak bağımsız adaylarla seçimlere katılması önerisi şekillendi. Ancak bu önerinin muhaliflerin seçim stratejisine dönüşmesi başka bir meseleydi. Aynı gemide olsak da bazıları diğerleriyle aynı aile fotoğrafında yer almak istemiyordu. CHP dışı solun bir türlü alternatif olamamasının nedenlerinden birisi de zaten bu dağınıklıktı. Çok sayıda muhalif bunun farkındaydı ancak çare üretilemiyordu. Bu muhaliflere ulaşmak için Solda Bağımsız Ortak Aday İstiyoruz çağrısını imzaya açtık. İmzalar elden ve web üzerinden (www.ortakaday.net) toplandı. CHP'den DTP'ye, Harb-İş'ten Eğitim-Sen'e, TKP ve SDP'den ÖDP'ye kadar örgütlü bireylerden ve çok sayıda örgütsüz bireye kadar uzanan bir yelpazede 15 binin üzerinde imzacı hatırı sayılır bir buluşma gerçekleştirdi; güçlü bir ses oluşturarak süreç üzerinde etkili oldu.
Sonuçta seçim dönemini geride bıraktık. Bu sayfalarda bir dizi aktivist kendi seçim çalışmaları sırasında kendi deneyimlerini olumlu ve olumsuz yönleriyle aktarıyor.

Benim açımdan da çok farklı kesimden insanlarla aynı hedef için birlikte çalışmak son derece pozitif bir deneyimdi. Masa açtık, bildiri dağıttık, toplantı düzenledik, yürüyüş yaptık, kapı kapı dolaştık, tartıştık.

Seçimleri bazı yerlerde kazandık, bazı yerlerde kaybettik. İstanbul'da Ufuk Uras'ın adaylığı etrafında çok farklı kesimler bir arada çalıştı. Burada DTP ve ÖDP kritik bir rol oynadı. Bu iki partinin örgütlü çabaları olmaksızın kazanmak mümkün olmayacaktı. Seçim kampanyası sırasında çok sayıda örgütsüz bireyin enerjik emeği yine kritik önemde bir fark yarattı.
Dolayısıyla Ortak Aday kampanyasının hedeflediği genişlikte bir birliğin sağlandığı yerlerde kazandık. Ankara, İzmir ve Mersin gibi birkaç ilde ÖDP'siz bir kampanya başarılı olamadı. İstanbul 2. Bölge'de adayı Baskın Oran, DTP desteği olmaksızın kazanamadı. (Sarıyer ve Beşiktaş ilçeleri için bu destek söz konusu oldu) Ancak DTP'li Doğan Erbaş da ÖDP ve örgütsüzlerin desteği olmadan kazanamadı.

Aday belirleme ve seçim süresince bazı partiler olumlu, bazıları olumsuz, bazı bağımsız bireyler ön açıcı, bazılar da tıkayıcı tutumlar sergilediler. Bazı partiler kendilerinden hiçbir aday olmamasına rağmen bulundukları her herde oy ve emeğini ortak adaya sevk ettiler. Bazı partiler kendi partilerinden ortak aday çıkmayınca, süreçten çekildi, hatta ortak adaylara alternatif adaylar çıkarttılar.

Kampanya sürecinde parti ve bireyi karşı karşıya getirmeye çalışan tartışmalarla karşılaştım ama hayatın gerçekliği böyle işlemedi. Örgütsüz bireylerin kampanyadaki çalışma temposu ve iş örgütleme becerisinin çok gerisinde kalan partililerle karşılaştığım gibi enerjisinin büyük kısmını partilere karşı çıkmak içini harcayan, sıra seçim çalışmasına gelince yorgun düşenlere rastladım. Doğru ya da yanlış tutum ve iş ne partilere ne de bireylere özgüydü…

Geleceğe yönelik beklentim; bu doğrultuda devam etmek yönünde. Toplumun çoğunluğunu mağdur eden sorunlar etrafında ortak bir zemin üzerinden meclis ile sokak, fabrika, mahalle ve okul arasında söz, duruş, politika, önerme ve mücadele köprüleri kurmak gerektiğini düşünüyorum. Bununla birlikte bu Ortak Aday kampanyasında buluştuğumuz ve seçim sürecinde birlikte çalıştığımız kesimlerle ortak bir partide de buluşabileceğimizi düşünüyorum.

Ortak Aday kampanyasının örgütlü-örgütsüz öznelerinin Solda Ortak Zemin Girişimi olarak çalışmaya devam etmeleri bu nedenle çok olumlu. Bu girişimi ve ortaklık zeminini tartışmak üzere Eylül ayının ortasında İstanbul'da bir forum düzenlenecek.

Türkan Uzun - Antikapitalist


Yeni bir umut, yeni bir ışık

Öncelikle ifade edeyim ki seçim çalışmaları ciddi bir organizasyon, koordinasyon ekseninde yapılamadı. Biz üç arkadaş da birden fazla aktivitede bulunmaktan imtina ettik. Önce Beykoz sınırları içindeki hemen hemen bütün evlere el ilanı bıraktık. İş dönüşü trafiğin yoğun olduğu yerlerde, hafta sonları çay bahçelerinde el ilanlarıyla temas kurduk. İki önemli alışveriş merkezinde beş gün neredeyse kamp kurduk. Arabasının camında Ufuk Uras resmini görmemiş olan sanıyorum yoktur. Aslında bu tür aktiviteler çok fazla oy kazandırmaz, bire bir temas, ziyaretler, spesifik mahalle çalışmaları asıl oy olarak döner. Peki neden deli gibi el ilanı dağıttık? Amaç, momentumu artırarak sürekli görünür olmak, "biz geliyoruz", "kesin kazanıyoruz" mesajını vermekti. Bu da mahalle çalışması kadar bizce önemliydi. Hele ki CHP, bize karşı "oyunuz boşa gider" kampanyası yürütürken...

Kampanyanın en olumlu, en önemli yanı Ortak Aday girişiminin bizatihi kendisiydi. Geçmişte bizim için seçimler, yüzde 0.1'lerin yakalanıp yakalanamayacağının belirleneceği, hiç bir şey ifade etmeyen, oy kullanmanın dahi eziyet olduğu bir aktiviteydi. Bu kez yaklaşık 1.5 ay boyunca gece, gündüz çalıştık, bırakınız oy kullanmaya üşenmeyi sabahtan akşama müşahit olarak sandık başında bekledik.

Değişen neydi? Siz hiç umut görmediğiniz bir işe girdiniz mi? Ya da herhangi bir işi boşu boşuna yaptınız mı? Değişen buydu! Ortak Aday girişimi bize umut verdi, bu girişim bir sonuca varabilirdi, bunun sonunda bir ışık vardı ve hepimiz bu ışığı yakalamaya çalıştık. Başarının en temel nedeni bence budur. Deneyimle bağlantılandırırsak, doğal olarak önce etki çevremize, yakınlarımıza gittik. Önemli olan oylarının boşa gitmeyeceğini ortaya koyabilmekti ve biz o kadar inanmıştık ki, insanlar kazanacağımızı bizim heyecanımızda, gözlerimizde gördüler. Ben kendi adıma firesiz yakın çevremin oyunu aldım. Bir de olumlu olduğu kadar ilginç olan, bırakın bir gerginliği kampanya süresince hiç kimseden kötü bir söz dahi duymadık. Olumsuzluklar ise, dediğim gibi organizasyon, koordinasyon yoktu. Bire bir temas, mahalle çalışmaları bence yeterli değildi.
Hiç kuşku yok ki Ortak Aday girişiminin bir sonraki aşamasına yani ortak bir yapıya geçilmesi gerekiyor. Geçmişteki dağınıklıkla varabileceğimiz bir yer yok. Ortak bir yapı, ortak bir plan ve program, ortak hedefler, her mahallede koordinasyon büroları, bürolarda etkin mahalle çalışmaları, bürolarla meclisteki milletvekilleri arasında köprü kurulması, internetten etkin iletişim, sürekli güçlü, yaratıcı aktivitelerle muhalefet... Zira seçimden seçime işbirlikleri bizi daha büyük başarılara götürmez, bu hareket de söner gider. Gerçekleşmesi mümkün yeni bir hedef, yeni bir umut, yeni bir ışığa ihtiyaç var. Bu yeni ışığı ancak ortak bir yapı yakabilir.

Serhad Kara


Solun ortak geleceği

Pazarlarda, sanayi bölgelerinde, fabrika önlerinde, mahallelerde, sahil yolunda, tren istasyonunda, Kadıköy'de Ufuk Uras ile birlikte bildiri dağıttık. Toplantı ve yürüyüşlere katıldık. Afişleme yaptık. Seçim bürosunda nöbet tuttuk.

En önemli sonuç, sonuç almış olmak! Böyle bir ortak çalışmada yer almak hepimiz için moral verici oldu. İlk kez bir araya gelen, çeşitli siyasi görüşlerdeki, partili, partisiz insanlar arasında sıcak ilişkiler kuruldu, hiçbir ön koşulsuz ortak bir çalışma yürütülebildi. Bölgemizdeki Kürt yurttaşlarla dostluk ve diyalog geliştirildi, halaylar çekildi, ortak amaçlar için çalışmalar yapıldı, sanayi siteleri ve fabrika önlerinde işçi ve emekçilere bildiri dağıtılarak onlarla ilişki kurulmaya çalışıldı. (Bu noktada bizim katkımız olduğunu düşünüyoruz.)

Alevi yurttaşların CHP dışında bir yöne bakmaları konusunda ilerleme sağlandı.

Ne yazık ki çalışmaların yürütülmesinde bir bütünlük sağlanamamıştır. Sorumlu yada yönlendiricinin kim yada kimler olduğu anlaşılamamıştır. ÖDP içindeki belirsizlikler ve farklı tavırlar verimliliği oldukça düşürdü. Fabrika ve sanayi sitelerine yönelik bildiri dağıtımı zayıf kaldı.

ÖDPli arkadaşların belirli bir bölümünün seçim sonrası tavrı, sadece kendi parti başkanlarının milletvekili seçilmiş olmasıyla sınırlı kaldı. Solun, bağımsız ortak adayı için ortak aklın başarı ve becerisi unutulmuş gibi.

İki noktanın altı çizilerek yerel seçimlerde çalışmalara devam etmek istiyoruz.

Birincisi, bağımsız aday çalışmalarında kendini ortaya çıkaran, ülkemizdeki Kürt olgusunun ülkedeki gelişim dinamiğinin merkezinde bulunduğunun iyice saptanmasıdır. İsteyenin her zaman ve her halükarda bulabileceği, sudan gerekçelerle bu olgu gözlerden uzak tutulmamalıdır. Unutmayalım ki Türkiye'de gerçekte Kürt sorunu değil Türk sorunu bulunmaktadır.
İkincisi de, sol parti ve grupların solun ortak geleceği için ulaşılması gereken düzeyi, kendi örgütlülükleri ile sınırlama yanlışına düşmemeleridir. Ayrıca bu onlara kendi örgütlülüklerini yok saymak, dağıtmak yada ille de ortak örgütsel birliktelikler olarak yeniden düzenlemek zorunluluğunu da dayatmaz.

Nursel Şolt - Fevzi Şolt


CHP’ye alternatif yeni bir sol

DTP olarak Sarıyer ve Beşiktaş'ta Baskın Oran için faaliyet yapma kararı aldık ve Hisarüstü'ndeki seçim bürosunu da bu aday için kullanmaya başladık.

Hisarüstü'ndeki esas faaliyet seçimlere on gün kala başlattığımız ev ziyaretleriydi. Bu faaliyeti mahallede oturan birkaç muhalif arkadaş ve Ortak Aday kampanyası için çalışma yürüten arkadaşlarla birlikte yaptık.

Kampanyadaki en olumlu şey Baskın Oran kampanyasının DTPli, EMEPli, ÖDPli herkesi bir araya getirmesi oldu. Olumsuz taraf, diğer örgütlerdeki arkadaşların DTP'ye duydukları güvensizliği aşamamaları oldu. İstanbul 2. bölgede iki adayın çıkmasının esas nedeni buydu.

Mahalle faaliyetinde öne çıkan ev ziyaretleriydi. Genelde AKPliler kapı kapı dolaşarak oy toplarlar. Bu faaliyet onların oylarını artırır. Bu seçimlerde Hisarüstü'nde kapılarını çaldığımız insanların bir kısmı bizi önce AKPli sandı. "Biz Baskıncıyız" dediğimizde şaşırıyorlardı. Bu faaliyet sayesinde Hisarüstü'nden yaklaşık 500 oy çıktı. Bunu yapmasaydık oylarımız yarı yarıya azalırdı. Ev ziyaretlerine mahalledeki ÖDPli arkadaşların katılmamasının eksikliğini hissettik. Onlar da katılsalardı oyları daha da artırmak mümkündü.

Bundan sonra CHP'ye alternatif yeni bir sol arayış şart. Soldaki bileşenlerin birlikteliğinin sürekli hale getirmek gerek. Hepimiz bir olsak, hepimiz yanımızdakini kendimizden saysak bu süreç birleşik partiye kadar gider. Bunun için örgütler arası büyük-küçük ayrımı yapmamalıyız. Ayrıca bundan sonrası için sosyalistlerin DTP'ye olan güvensizliğinden kurtulması gerekir. Bu sorunu aştıkları anda DTP'ye oy verenlere de ulaşabilirler.

Tekin Kaya - DTP Sarıyer aktivisti


Tabanımızı genişletmeliyiz

Seçim kampanyası süresince ODTÜ'de ve Yüzüncüyıl semtinde çalıştım.

Yüzüncüyıl'da insanların yoğun olarak yaşadığı pazar yerleri ve kahvehanelerde bildiri dağıttım, evlerin kapısını tek tek çalarak adayımız Şükrü Erbaş için oy istedim, Ortak Aday kampanyasının derdini ve önemini anlattım. ODTÜ'de seçimler hakkında toplantı düzenleyerek, kantinlerde arkadaşlarla yüz yüze konuşarak verimli bir çalışmanın parçası oldum.

ODTÜ ve Yüzüncüyıl'da Antikapitalist, EMEP, SDP, İşçi Mücadelesi, Öğrenci Muhalefeti, EHP, TÖB ve çok sayıda örgütsüz arkadaşın katılımıyla geniş çaplı bir ortaklaşma sağlandı. Bu arkadaşlar arasında önceden birbirlerini tanıyanlar olduğu gibi ilk kez birbirleriyle seçim kampanyası sırasında tanışan çok sayıda arkadaşımız bulunmaktaydı. Bu ortaklaşma sayesinde ODTÜ ve Yüzüncüyıl'da belki de Ankara'nın en verimli seçim çalışması (seçim sonrası katıldığım toplantılarda birçok insan bu tespitime katılmak suretiyle yapılan çalışmayı överek hakkını teslim etti) yürütüldü.

Önümüzdeki dönemde ise; geçtiğimiz seçimlerde alamadığımız oylara üzülmek, aday belirleme sürecindeki tartışmalar yüzünden küsmek yerine şimdiden meclisteki vekillerimizden de destek alarak önümüzdeki seçimi örgütlemeye başlamalı, toplumdaki sosyalist tabanı genişletmeliyiz. Özetle vakit ve umudumuzu kaybetmeden enerjik bir şekilde hedeflediğimiz güzel günlere koşmaya başlamalıyız.

Umut Eryılmaz - ODTÜ


Çimentodan çalmayalım

Beyoğlu seçim bürosundaki arkadaşlarla beraber bildiri dağıttım, masa açıp insanlarla diyalog faaliyetinin bir parçası oldum. Son hafta, Hisarüstü’nde ev ziyareti faaliyetine katıldım

Pozitif sonuçlar:
Ortak seçim faaliyeti hayata karşı duyarlı ve kavgacı (olumlu anlamda) olan insanları ve köşesine çekilmiş yılgın, karamsar, mutsuz olan insanları bir adım da olsa harekete geçirebildi. Ayrılıklar değil de aynılıklar üzerinden adım atabilme -mümkün olabilme ihtimali -umut verdi. Ortak bir amaç için birlikte hareket edebilmenin ortaklaşa heyecanını paylaştık. "Farklı bir meclis mümkün" diyebilmenin ve farklı sesi meclise gönderebilmenin mutluluğunu yaşadık. "Şimdi ne yapmalıyız?" sorusu kafalarda canlandı..

Negatif sonuçlar:
Aynılıklar üzerinde bile ayrılıklar gösterebilme kabiliyetsizliğimiz var. Ortak Aday sürecinin ikinci adımında zeminimiz sarsıldı. Sosyalistlerin, birlikte mücadele edeceği kitlelerle arasındaki uçurum bir kez daha ortaya çıktı. Kürt hareketinin desteği olmadan, bir tane dahi aday çıkarabilecek güçten yoksun olduğumuzu gördük. "Ne yapmalı?" sorusuna kimileri "hadi bize gelin!" dedi.

Beklentilerim
Oluşturulmuş olan bu adımın savrulmaması için, daha geniş anlamda aynılıklar üzerinde bir zemin kurmalıyız. Ortak Aday sürecinde adına çalışılmış olan adaylar, sorumlulukları gereği zeminin çimentosu olma görevini üstlenmeliler. Önce dar kapsamda, sonra geniş kapsamda, oluşturulacak olan zeminin üzerine nasıl bir yapı inşa edileceğinin tartışmaya açılması gerek. Bu tartışmalarda, süreçten sorumlu olacak her bir bireyin, çimentodan çalmadan düzgün bir yapı inşa etme çabası göstermeli.

Son laf;
Çimentodan çalındığı takdirde, en küçük sarsıntıda (ki fay hattı solun üstünden geçiyor) bina, içindekilerle birlikte tarihe gömülür ve içinden ‘sol salim’ çıkmak pek de mümkün olmaz...

Ezgi Nazan Karlık


Daha yeni başlıyoruz

Baskın Oran'ın seçim kampanyasının Şişli'deki örgütlenmesi için, tanıtım, afişleme, ilan-bildiri dağıtımı, ev ziyareti ile propaganda çalışmaları yaptım.

Ayrıca Baskın Oran'ın ziyaret ettiği çeşitli ilçe ve semtlerde mümkün mertebe onun yanında yer alarak kampanyayı desteklemeye çalıştım. Bunların yanı sıra ikamet ettiğim Nişantaşı-Maçka-Teşvikiye üçgeninde çeşitli alan çalışmaları yaparak birebir temaslarda bulundum.

Bence en önemli pozitif sonuç, yaklaşık üç hafta süren bir kampanyada böyle bir sonuç almak. Negatif sonuç ise, Ufuk Uras DTP sayesinde meclise girerken, Baskın Oran'ın DTP yüzünden meclise giremedi.

Henüz hiçbir şey bitmedi. Daha yeni başlıyoruz üstelik. Beklentim yeni, alternatif bir sol hareketin başlaması… Ve öyle olacak gibi de duruyor bence… Hayırlı olsun!

Alimet



ODTÜ ve Yüzüncüyıl'da Bin Umut adayı Şükrü Erbaş için çalışma yaptım. Genel olarak iyi iş çıkarttığımızı söyleyebiliriz. Yaptığımız bu çalışma, uzun zamandır hepimizin kurduğu hayalin, gerçek olabileceğinin kanıtı haline geldi. Farklı örgütlerin aktivistleriydik veya örgütsüzdük, ancak bu süreç boyunca 'yol-daş' olmayı becerebildik. Bu süreç bize, politik olarak en keskin tartışmaların bile, beraber 'gerçek ortak iş' yaparken, ayrım noktası oluşturmayabileceğini gösterdi. Bizim için farklı fikirler ve öneriler, yaptığımız işi daha iyi hale getirmenin aracı olabiliyordu. Bence bunun gibi işler yapılmaksızın ve bunların sayılarını arttırmaksızın 'solun yenisinin' inşa edilmesi mümkün değil.

Seçim sonucunda Ankara adayımızı meclise yollayamadık. Aday belirleme sürecinde sıkıntılar yaşanmış, Ortak Aday kampanyasında hevesle çalışmış bir kesim bu nedenle kırılmış ve seçim çalışmasına ya hiç ya da sınırlı düzeyde emek vermişti. Buna üzülmekle birlikte, seçim sonuçları bize 'umut' verdi; 22 vekil artık mecliste. Bunlar hepimizin vekili. Yakalanan 'potansiyel sinerji'nin 'kinetik' hale geçebilmesini nasıl sağlayabileceğimizi en geniş kesimlerle tartışmaya ihtiyacımız var. Bunun için Ankara'da Eylül ortasında ortak bir forum gerçekleştirme hedefimiz var. Şimdi seçim çalışması yürüttüğümüz yerlere dönerek bu forumu ve ortak bir zemini inşa edeceğiz.

Ozan Ersan - Genç-Sen, Antikapitalist


Seçime yönelik benim de parçası olduğum ilk faaliyet Solda Bağımsız Ortak Aday kampanyası ile oldu. 17 Mart 2007'deki savaş karşıtı eylemde atılan yüzlerce imza bana Ortak Aday'ın sol tabanının genel ihtiyacına cevap verme potansiyeli taşıdığını gösterdi.

Adaylarımız belli olduktan sonra özellikle İstanbul ve Ankara seçim çalışmalarının içinde yer aldık. Ben İstanbul 2. bölgedeki çalışmalarının parçası oldum. Herhangi bir gruba bağlı olmayan bir dizi aktivistle birlikte İstiklal Caddesi'nde bildiri dağıtımı faaliyeti yaptım. Bunun dışında Boğaziçi Üniversitesi'nde Öğrenci Muhalefeti'nden arkadaşlarla birlikte afiş ve bildiri dağıtarak faaliyet yürüttüm. Seçimlere 3 hafta kala Boğaziçi Üniversitesi'nde yaklaşık 150 kişinin katıldığı Baskın Oran toplantısı düzenledik.

Seçim faaliyetinin son haftası Hisarüstü Mahallesi'ndeydik. Mahalleden DTP üyesi bir arkadaş ve Ortak Aday kampanyasında tanıştığımız örgütsüz bir aktivistle birlikte mahallede tek tek ev ziyaretleri yaptık.

Genel olarak Ortak Aday ve seçim kampanyalarının en önemli olumlu etkisi Hrant Dink cinayetinden bu yana genel olarak sol kesimde yükselen birlik hassasiyetinin ilk somut adımı olmasıydı. Bu seçim kampanyaları (mükemmel olmasa da) sol hassasiyeti paylaşan kesimlerle Kürt hareketini bir düzeyde bir araya getirdi. Seçim kampanyalarının içinde en geniş birliği yakaladığımız Ufuk Uras'ın Bin Umut adayı olarak meclise gitmesi hepimiz için ön açıcı oldu. Buradan yeni açılımlar yaratmak mümkün.

Seçimler bitti, ancak seçimler vasıtasıyla yakaladığımız birliğin bitmemesi gerekiyor. Barış, sosyal adalet ve özgürlük gibi sol değerlere sahip çıkanları "bir solcuyu solcu yapan en temel ortak talepler" etrafında bir araya getirecek ortak bir zemine ihtiyacımız var.

Önümüzdeki dönem çok yaşamsal sorunlarla karşılaşacağız. Ekonomik kriz ve yeni savaş olasılıklarının yanı sıra yükselen ırkçılık, ayrımcılık ve yoksullaşma sorunları ile baş etmemiz gerekecek. Böylesi keskin konularda sandıkta ve sokakta etkin bir muhalefetin inşası için bugün daha şanslıyız çünkü artık mecliste bir kürsümüz var.

Mesut Çelebioğlu - Antikapitalist

 

sayfa başına dön


 
gazete arşivine git kütüphane