Meclise UFUK-UMUT geldi
Artık mecliste solun ve ezilenlerin de sesi var. 22 Temmuz
seçimleri sonucunda Ufuk Uras’ı ve diğer Bin Umut adaylarını meclise göndermeyi
başardık!
Seçim kampanyaları sırasında ve sonrasında bir dizi soru
işaretiyle karşılaştık. Bu soru işaretlerinden şu anda en çok öne çıkanı
“peki, şimdi nereye” sorusunun sonunda yer alanı.
Bu soruya doğru bir cevap verebilmek için seçim çalışmaları
sırasında neler yapıldığını ve yaşandığını ve seçim çalışmalarında aktif
olarak çalışanların ne tür sonuçlar çıkardığını görmemiz gerek.
Antikapitalist gazetesi olarak kendimize ve seçimler sırasında
birlikte çalıştığımız bir dizi aktiviste üç soru yönelttik: 1) Seçim kampanyası
sırasında neler yaptınız ve sizin için en önemli deneyimler nelerdi? 2)
Kampanyada öne çıkan olumlu ve olumsuz taraflar nelerdi? 3) Olumlulukları
devam ettirip çoğaltmak, olumsuzlukların üstesinden gelmek için bundan
sonra ne yapmak, nasıl bir yol izlemek gerekir?
Bu sayfalarda farklı deneyimlere sahip farklı kentlerde,
farklı adaylar için faaliyetler yürütmüş bir dizi aktivistin bu sorulara
verdikleri cevapları okuyacaksınız.
Hedefimiz Ufuk Uras’ın son dönemde sık sık belirttiği gibi
“solun ortak aklını harekete geçirmek”
Eylül ayında İstanbul ve Ankara’da Ortak Aday kampanyasında
bir araya gelmiş özneler, seçimler vasıtasıyla yakaladığımız ortaklığı
bundan sonra da devam ettirmeyi tartışacakları forumlar düzenleyecekler.
Mecliste kürsümüz var; sıra sokaktaki, işyerindeki, okuldaki sözümüzü
birleştirmeye ve çoğaltmaya geldi.
Hepimize kolay gelsin...
“Solda ortaklığa devam”
Bu seçim süreci benim için "nasıl" sorusu ile
başladı. 2002 Emek, Barış, Demokrasi Bloku ile çalışmış, sandıkta bir
alternatif yaratma deneyimini çok önemsemiştim. Ancak bu kez, yüzde 10'luk
barajın ben ve benim gibi insanların oy ve umutlarını öğütemeyeceği başka
türlü bir seçim çalışmasına ihtiyaç vardı.
CHP bir alternatif değildi. Toplumun bütün mağdurlarına
sırtını çoktan dönmüştü. Ancak CHP, TSK ile randevu noktasında varmak
üzere yoksuldan, işçiden, ezilenden kaçarken ardında devasa bir boşluk
bırakmıştı. Tek tek sosyalist parti ve grupların ise bu boşluğu doldurma
gücü yoktu.
Kış aylarında DTP'li bazı kesimlerin seçimlere bağımsız
adaylarla katılmayı tartıştıklarını duydum. Ancak somut bir şey söylenmiyor,
"tartışıyoruz" hatta "olmaz" deniliyordu.
Antikapitlist'te "nasıl" üzerinde sohbetler başladı.
Evet, seçimlere bağımsız adaylarla katılmak yüzde 10 barajını
ekarte ederdi. Seçilen vekillerle birlikte muhalif hareketin yeniden bir
ivme kazanması mümkün olur, CHP'ye bir alternatif inşa etmeye başlanırdı.
Ancak her kesim kendi bağımsız adayını çıkartması muhalefet hareketinin
verili derdine deva olamazdı. Demokrat, sosyalist, partili, partisiz,
genç-daha az genç (nüfus cüzdanında yazan rakamdan bağımsız olarak bir
muhalif hep gençtir) farklı kimliklere sahip de olsa her muhalifin gönül
rahatlığı ile oy verebileceği bağımsız adaylar itici bir güç teşkil edebilirlerdi.
Bütün bu kesimlerin toplumun büyük çoğunluğunu mağdur eden savaş, neo-liberalizm,
demokrasi-sizlik, sorunlarına sahip çıkmadan bir alternatif oluşturması
da zaten mümkün değildi.
Muhaliflerin ortak bir zeminde ortak bağımsız adaylarla
seçimlere katılması önerisi şekillendi. Ancak bu önerinin muhaliflerin
seçim stratejisine dönüşmesi başka bir meseleydi. Aynı gemide olsak da
bazıları diğerleriyle aynı aile fotoğrafında yer almak istemiyordu. CHP
dışı solun bir türlü alternatif olamamasının nedenlerinden birisi de zaten
bu dağınıklıktı. Çok sayıda muhalif bunun farkındaydı ancak çare üretilemiyordu.
Bu muhaliflere ulaşmak için Solda Bağımsız Ortak Aday İstiyoruz çağrısını
imzaya açtık. İmzalar elden ve web üzerinden (www.ortakaday.net) toplandı.
CHP'den DTP'ye, Harb-İş'ten Eğitim-Sen'e, TKP ve SDP'den ÖDP'ye kadar
örgütlü bireylerden ve çok sayıda örgütsüz bireye kadar uzanan bir yelpazede
15 binin üzerinde imzacı hatırı sayılır bir buluşma gerçekleştirdi; güçlü
bir ses oluşturarak süreç üzerinde etkili oldu.
Sonuçta seçim dönemini geride bıraktık. Bu sayfalarda bir dizi aktivist
kendi seçim çalışmaları sırasında kendi deneyimlerini olumlu ve olumsuz
yönleriyle aktarıyor.
Benim açımdan da çok farklı kesimden insanlarla aynı hedef
için birlikte çalışmak son derece pozitif bir deneyimdi. Masa açtık, bildiri
dağıttık, toplantı düzenledik, yürüyüş yaptık, kapı kapı dolaştık, tartıştık.
Seçimleri bazı yerlerde kazandık, bazı yerlerde kaybettik.
İstanbul'da Ufuk Uras'ın adaylığı etrafında çok farklı kesimler bir arada
çalıştı. Burada DTP ve ÖDP kritik bir rol oynadı. Bu iki partinin örgütlü
çabaları olmaksızın kazanmak mümkün olmayacaktı. Seçim kampanyası sırasında
çok sayıda örgütsüz bireyin enerjik emeği yine kritik önemde bir fark
yarattı.
Dolayısıyla Ortak Aday kampanyasının hedeflediği genişlikte bir birliğin
sağlandığı yerlerde kazandık. Ankara, İzmir ve Mersin gibi birkaç ilde
ÖDP'siz bir kampanya başarılı olamadı. İstanbul 2. Bölge'de adayı Baskın
Oran, DTP desteği olmaksızın kazanamadı. (Sarıyer ve Beşiktaş ilçeleri
için bu destek söz konusu oldu) Ancak DTP'li Doğan Erbaş da ÖDP ve örgütsüzlerin
desteği olmadan kazanamadı.
Aday belirleme ve seçim süresince bazı partiler olumlu,
bazıları olumsuz, bazı bağımsız bireyler ön açıcı, bazılar da tıkayıcı
tutumlar sergilediler. Bazı partiler kendilerinden hiçbir aday olmamasına
rağmen bulundukları her herde oy ve emeğini ortak adaya sevk ettiler.
Bazı partiler kendi partilerinden ortak aday çıkmayınca, süreçten çekildi,
hatta ortak adaylara alternatif adaylar çıkarttılar.
Kampanya sürecinde parti ve bireyi karşı karşıya getirmeye
çalışan tartışmalarla karşılaştım ama hayatın gerçekliği böyle işlemedi.
Örgütsüz bireylerin kampanyadaki çalışma temposu ve iş örgütleme becerisinin
çok gerisinde kalan partililerle karşılaştığım gibi enerjisinin büyük
kısmını partilere karşı çıkmak içini harcayan, sıra seçim çalışmasına
gelince yorgun düşenlere rastladım. Doğru ya da yanlış tutum ve iş ne
partilere ne de bireylere özgüydü…
Geleceğe yönelik beklentim; bu doğrultuda devam etmek yönünde.
Toplumun çoğunluğunu mağdur eden sorunlar etrafında ortak bir zemin üzerinden
meclis ile sokak, fabrika, mahalle ve okul arasında söz, duruş, politika,
önerme ve mücadele köprüleri kurmak gerektiğini düşünüyorum. Bununla birlikte
bu Ortak Aday kampanyasında buluştuğumuz ve seçim sürecinde birlikte çalıştığımız
kesimlerle ortak bir partide de buluşabileceğimizi düşünüyorum.
Ortak Aday kampanyasının örgütlü-örgütsüz öznelerinin Solda
Ortak Zemin Girişimi olarak çalışmaya devam etmeleri bu nedenle çok olumlu.
Bu girişimi ve ortaklık zeminini tartışmak üzere Eylül ayının ortasında
İstanbul'da bir forum düzenlenecek.
Türkan Uzun - Antikapitalist
“Yeni bir umut, yeni bir ışık”
Öncelikle ifade edeyim ki seçim çalışmaları ciddi bir organizasyon,
koordinasyon ekseninde yapılamadı. Biz üç arkadaş da birden fazla aktivitede
bulunmaktan imtina ettik. Önce Beykoz sınırları içindeki hemen hemen bütün
evlere el ilanı bıraktık. İş dönüşü trafiğin yoğun olduğu yerlerde, hafta
sonları çay bahçelerinde el ilanlarıyla temas kurduk. İki önemli alışveriş
merkezinde beş gün neredeyse kamp kurduk. Arabasının camında Ufuk Uras
resmini görmemiş olan sanıyorum yoktur. Aslında bu tür aktiviteler çok
fazla oy kazandırmaz, bire bir temas, ziyaretler, spesifik mahalle çalışmaları
asıl oy olarak döner. Peki neden deli gibi el ilanı dağıttık? Amaç, momentumu
artırarak sürekli görünür olmak, "biz geliyoruz", "kesin
kazanıyoruz" mesajını vermekti. Bu da mahalle çalışması kadar bizce
önemliydi. Hele ki CHP, bize karşı "oyunuz boşa gider" kampanyası
yürütürken...
Kampanyanın en olumlu, en önemli yanı Ortak Aday girişiminin
bizatihi kendisiydi. Geçmişte bizim için seçimler, yüzde 0.1'lerin yakalanıp
yakalanamayacağının belirleneceği, hiç bir şey ifade etmeyen, oy kullanmanın
dahi eziyet olduğu bir aktiviteydi. Bu kez yaklaşık 1.5 ay boyunca gece,
gündüz çalıştık, bırakınız oy kullanmaya üşenmeyi sabahtan akşama müşahit
olarak sandık başında bekledik.
Değişen neydi? Siz hiç umut görmediğiniz bir işe girdiniz
mi? Ya da herhangi bir işi boşu boşuna yaptınız mı? Değişen buydu! Ortak
Aday girişimi bize umut verdi, bu girişim bir sonuca varabilirdi, bunun
sonunda bir ışık vardı ve hepimiz bu ışığı yakalamaya çalıştık. Başarının
en temel nedeni bence budur. Deneyimle bağlantılandırırsak, doğal olarak
önce etki çevremize, yakınlarımıza gittik. Önemli olan oylarının boşa
gitmeyeceğini ortaya koyabilmekti ve biz o kadar inanmıştık ki, insanlar
kazanacağımızı bizim heyecanımızda, gözlerimizde gördüler. Ben kendi adıma
firesiz yakın çevremin oyunu aldım. Bir de olumlu olduğu kadar ilginç
olan, bırakın bir gerginliği kampanya süresince hiç kimseden kötü bir
söz dahi duymadık. Olumsuzluklar ise, dediğim gibi organizasyon, koordinasyon
yoktu. Bire bir temas, mahalle çalışmaları bence yeterli değildi.
Hiç kuşku yok ki Ortak Aday girişiminin bir sonraki aşamasına yani ortak
bir yapıya geçilmesi gerekiyor. Geçmişteki dağınıklıkla varabileceğimiz
bir yer yok. Ortak bir yapı, ortak bir plan ve program, ortak hedefler,
her mahallede koordinasyon büroları, bürolarda etkin mahalle çalışmaları,
bürolarla meclisteki milletvekilleri arasında köprü kurulması, internetten
etkin iletişim, sürekli güçlü, yaratıcı aktivitelerle muhalefet... Zira
seçimden seçime işbirlikleri bizi daha büyük başarılara götürmez, bu hareket
de söner gider. Gerçekleşmesi mümkün yeni bir hedef, yeni bir umut, yeni
bir ışığa ihtiyaç var. Bu yeni ışığı ancak ortak bir yapı yakabilir.
Serhad Kara
“Solun ortak geleceği”
Pazarlarda, sanayi bölgelerinde, fabrika önlerinde, mahallelerde,
sahil yolunda, tren istasyonunda, Kadıköy'de Ufuk Uras ile birlikte bildiri
dağıttık. Toplantı ve yürüyüşlere katıldık. Afişleme yaptık. Seçim bürosunda
nöbet tuttuk.
En önemli sonuç, sonuç almış olmak! Böyle bir ortak çalışmada
yer almak hepimiz için moral verici oldu. İlk kez bir araya gelen, çeşitli
siyasi görüşlerdeki, partili, partisiz insanlar arasında sıcak ilişkiler
kuruldu, hiçbir ön koşulsuz ortak bir çalışma yürütülebildi. Bölgemizdeki
Kürt yurttaşlarla dostluk ve diyalog geliştirildi, halaylar çekildi, ortak
amaçlar için çalışmalar yapıldı, sanayi siteleri ve fabrika önlerinde
işçi ve emekçilere bildiri dağıtılarak onlarla ilişki kurulmaya çalışıldı.
(Bu noktada bizim katkımız olduğunu düşünüyoruz.)
Alevi yurttaşların CHP dışında bir yöne bakmaları konusunda
ilerleme sağlandı.
Ne yazık ki çalışmaların yürütülmesinde bir bütünlük sağlanamamıştır.
Sorumlu yada yönlendiricinin kim yada kimler olduğu anlaşılamamıştır.
ÖDP içindeki belirsizlikler ve farklı tavırlar verimliliği oldukça düşürdü.
Fabrika ve sanayi sitelerine yönelik bildiri dağıtımı zayıf kaldı.
ÖDPli arkadaşların belirli bir bölümünün seçim sonrası tavrı,
sadece kendi parti başkanlarının milletvekili seçilmiş olmasıyla sınırlı
kaldı. Solun, bağımsız ortak adayı için ortak aklın başarı ve becerisi
unutulmuş gibi.
İki noktanın altı çizilerek yerel seçimlerde çalışmalara
devam etmek istiyoruz.
Birincisi, bağımsız aday çalışmalarında kendini ortaya çıkaran,
ülkemizdeki Kürt olgusunun ülkedeki gelişim dinamiğinin merkezinde bulunduğunun
iyice saptanmasıdır. İsteyenin her zaman ve her halükarda bulabileceği,
sudan gerekçelerle bu olgu gözlerden uzak tutulmamalıdır. Unutmayalım
ki Türkiye'de gerçekte Kürt sorunu değil Türk sorunu bulunmaktadır.
İkincisi de, sol parti ve grupların solun ortak geleceği için ulaşılması
gereken düzeyi, kendi örgütlülükleri ile sınırlama yanlışına düşmemeleridir.
Ayrıca bu onlara kendi örgütlülüklerini yok saymak, dağıtmak yada ille
de ortak örgütsel birliktelikler olarak yeniden düzenlemek zorunluluğunu
da dayatmaz.
Nursel Şolt - Fevzi Şolt
“CHP’ye alternatif yeni bir sol”
DTP olarak Sarıyer ve Beşiktaş'ta Baskın Oran için faaliyet
yapma kararı aldık ve Hisarüstü'ndeki seçim bürosunu da bu aday için kullanmaya
başladık.
Hisarüstü'ndeki esas faaliyet seçimlere on gün kala başlattığımız
ev ziyaretleriydi. Bu faaliyeti mahallede oturan birkaç muhalif arkadaş
ve Ortak Aday kampanyası için çalışma yürüten arkadaşlarla birlikte yaptık.
Kampanyadaki en olumlu şey Baskın Oran kampanyasının DTPli,
EMEPli, ÖDPli herkesi bir araya getirmesi oldu. Olumsuz taraf, diğer örgütlerdeki
arkadaşların DTP'ye duydukları güvensizliği aşamamaları oldu. İstanbul
2. bölgede iki adayın çıkmasının esas nedeni buydu.
Mahalle faaliyetinde öne çıkan ev ziyaretleriydi. Genelde
AKPliler kapı kapı dolaşarak oy toplarlar. Bu faaliyet onların oylarını
artırır. Bu seçimlerde Hisarüstü'nde kapılarını çaldığımız insanların
bir kısmı bizi önce AKPli sandı. "Biz Baskıncıyız" dediğimizde
şaşırıyorlardı. Bu faaliyet sayesinde Hisarüstü'nden yaklaşık 500 oy çıktı.
Bunu yapmasaydık oylarımız yarı yarıya azalırdı. Ev ziyaretlerine mahalledeki
ÖDPli arkadaşların katılmamasının eksikliğini hissettik. Onlar da katılsalardı
oyları daha da artırmak mümkündü.
Bundan sonra CHP'ye alternatif yeni bir sol arayış şart.
Soldaki bileşenlerin birlikteliğinin sürekli hale getirmek gerek. Hepimiz
bir olsak, hepimiz yanımızdakini kendimizden saysak bu süreç birleşik
partiye kadar gider. Bunun için örgütler arası büyük-küçük ayrımı yapmamalıyız.
Ayrıca bundan sonrası için sosyalistlerin DTP'ye olan güvensizliğinden
kurtulması gerekir. Bu sorunu aştıkları anda DTP'ye oy verenlere de ulaşabilirler.
Tekin Kaya - DTP Sarıyer aktivisti
“Tabanımızı genişletmeliyiz”
Seçim kampanyası süresince ODTÜ'de ve Yüzüncüyıl semtinde
çalıştım.
Yüzüncüyıl'da insanların yoğun olarak yaşadığı pazar yerleri
ve kahvehanelerde bildiri dağıttım, evlerin kapısını tek tek çalarak adayımız
Şükrü Erbaş için oy istedim, Ortak Aday kampanyasının derdini ve önemini
anlattım. ODTÜ'de seçimler hakkında toplantı düzenleyerek, kantinlerde
arkadaşlarla yüz yüze konuşarak verimli bir çalışmanın parçası oldum.
ODTÜ ve Yüzüncüyıl'da Antikapitalist, EMEP, SDP, İşçi Mücadelesi,
Öğrenci Muhalefeti, EHP, TÖB ve çok sayıda örgütsüz arkadaşın katılımıyla
geniş çaplı bir ortaklaşma sağlandı. Bu arkadaşlar arasında önceden birbirlerini
tanıyanlar olduğu gibi ilk kez birbirleriyle seçim kampanyası sırasında
tanışan çok sayıda arkadaşımız bulunmaktaydı. Bu ortaklaşma sayesinde
ODTÜ ve Yüzüncüyıl'da belki de Ankara'nın en verimli seçim çalışması (seçim
sonrası katıldığım toplantılarda birçok insan bu tespitime katılmak suretiyle
yapılan çalışmayı överek hakkını teslim etti) yürütüldü.
Önümüzdeki dönemde ise; geçtiğimiz seçimlerde alamadığımız
oylara üzülmek, aday belirleme sürecindeki tartışmalar yüzünden küsmek
yerine şimdiden meclisteki vekillerimizden de destek alarak önümüzdeki
seçimi örgütlemeye başlamalı, toplumdaki sosyalist tabanı genişletmeliyiz.
Özetle vakit ve umudumuzu kaybetmeden enerjik bir şekilde hedeflediğimiz
güzel günlere koşmaya başlamalıyız.
Umut Eryılmaz - ODTÜ
“Çimentodan çalmayalım”
Beyoğlu seçim bürosundaki arkadaşlarla beraber bildiri dağıttım,
masa açıp insanlarla diyalog faaliyetinin bir parçası oldum. Son hafta,
Hisarüstü’nde ev ziyareti faaliyetine katıldım
Pozitif sonuçlar:
Ortak seçim faaliyeti hayata karşı duyarlı ve kavgacı (olumlu anlamda)
olan insanları ve köşesine çekilmiş yılgın, karamsar, mutsuz olan insanları
bir adım da olsa harekete geçirebildi. Ayrılıklar değil de aynılıklar
üzerinden adım atabilme -mümkün olabilme ihtimali -umut verdi. Ortak bir
amaç için birlikte hareket edebilmenin ortaklaşa heyecanını paylaştık.
"Farklı bir meclis mümkün" diyebilmenin ve farklı sesi meclise
gönderebilmenin mutluluğunu yaşadık. "Şimdi ne yapmalıyız?"
sorusu kafalarda canlandı..
Negatif sonuçlar:
Aynılıklar üzerinde bile ayrılıklar gösterebilme kabiliyetsizliğimiz var.
Ortak Aday sürecinin ikinci adımında zeminimiz sarsıldı. Sosyalistlerin,
birlikte mücadele edeceği kitlelerle arasındaki uçurum bir kez daha ortaya
çıktı. Kürt hareketinin desteği olmadan, bir tane dahi aday çıkarabilecek
güçten yoksun olduğumuzu gördük. "Ne yapmalı?" sorusuna kimileri
"hadi bize gelin!" dedi.
Beklentilerim
Oluşturulmuş olan bu adımın savrulmaması için, daha geniş anlamda aynılıklar
üzerinde bir zemin kurmalıyız. Ortak Aday sürecinde adına çalışılmış olan
adaylar, sorumlulukları gereği zeminin çimentosu olma görevini üstlenmeliler.
Önce dar kapsamda, sonra geniş kapsamda, oluşturulacak olan zeminin üzerine
nasıl bir yapı inşa edileceğinin tartışmaya açılması gerek. Bu tartışmalarda,
süreçten sorumlu olacak her bir bireyin, çimentodan çalmadan düzgün bir
yapı inşa etme çabası göstermeli.
Son laf;
Çimentodan çalındığı takdirde, en küçük sarsıntıda (ki fay hattı solun
üstünden geçiyor) bina, içindekilerle birlikte tarihe gömülür ve içinden
‘sol salim’ çıkmak pek de mümkün olmaz...
Ezgi Nazan Karlık
“Daha yeni başlıyoruz”
Baskın Oran'ın seçim kampanyasının Şişli'deki örgütlenmesi
için, tanıtım, afişleme, ilan-bildiri dağıtımı, ev ziyareti ile propaganda
çalışmaları yaptım.
Ayrıca Baskın Oran'ın ziyaret ettiği çeşitli ilçe ve semtlerde
mümkün mertebe onun yanında yer alarak kampanyayı desteklemeye çalıştım.
Bunların yanı sıra ikamet ettiğim Nişantaşı-Maçka-Teşvikiye üçgeninde
çeşitli alan çalışmaları yaparak birebir temaslarda bulundum.
Bence en önemli pozitif sonuç, yaklaşık üç hafta süren bir
kampanyada böyle bir sonuç almak. Negatif sonuç ise, Ufuk Uras DTP sayesinde
meclise girerken, Baskın Oran'ın DTP yüzünden meclise giremedi.
Henüz hiçbir şey bitmedi. Daha yeni başlıyoruz üstelik.
Beklentim yeni, alternatif bir sol hareketin başlaması… Ve öyle olacak
gibi de duruyor bence… Hayırlı olsun!
Alimet
ODTÜ ve Yüzüncüyıl'da Bin Umut adayı Şükrü Erbaş için çalışma yaptım.
Genel olarak iyi iş çıkarttığımızı söyleyebiliriz. Yaptığımız bu çalışma,
uzun zamandır hepimizin kurduğu hayalin, gerçek olabileceğinin kanıtı
haline geldi. Farklı örgütlerin aktivistleriydik veya örgütsüzdük, ancak
bu süreç boyunca 'yol-daş' olmayı becerebildik. Bu süreç bize, politik
olarak en keskin tartışmaların bile, beraber 'gerçek ortak iş' yaparken,
ayrım noktası oluşturmayabileceğini gösterdi. Bizim için farklı fikirler
ve öneriler, yaptığımız işi daha iyi hale getirmenin aracı olabiliyordu.
Bence bunun gibi işler yapılmaksızın ve bunların sayılarını arttırmaksızın
'solun yenisinin' inşa edilmesi mümkün değil.
Seçim sonucunda Ankara adayımızı meclise yollayamadık. Aday belirleme
sürecinde sıkıntılar yaşanmış, Ortak Aday kampanyasında hevesle çalışmış
bir kesim bu nedenle kırılmış ve seçim çalışmasına ya hiç ya da sınırlı
düzeyde emek vermişti. Buna üzülmekle birlikte, seçim sonuçları bize 'umut'
verdi; 22 vekil artık mecliste. Bunlar hepimizin vekili. Yakalanan 'potansiyel
sinerji'nin 'kinetik' hale geçebilmesini nasıl sağlayabileceğimizi en
geniş kesimlerle tartışmaya ihtiyacımız var. Bunun için Ankara'da Eylül
ortasında ortak bir forum gerçekleştirme hedefimiz var. Şimdi seçim çalışması
yürüttüğümüz yerlere dönerek bu forumu ve ortak bir zemini inşa edeceğiz.
Ozan Ersan - Genç-Sen, Antikapitalist
Seçime yönelik benim de parçası olduğum ilk faaliyet Solda
Bağımsız Ortak Aday kampanyası ile oldu. 17 Mart 2007'deki savaş karşıtı
eylemde atılan yüzlerce imza bana Ortak Aday'ın sol tabanının genel ihtiyacına
cevap verme potansiyeli taşıdığını gösterdi.
Adaylarımız belli olduktan sonra özellikle İstanbul ve Ankara
seçim çalışmalarının içinde yer aldık. Ben İstanbul 2. bölgedeki çalışmalarının
parçası oldum. Herhangi bir gruba bağlı olmayan bir dizi aktivistle birlikte
İstiklal Caddesi'nde bildiri dağıtımı faaliyeti yaptım. Bunun dışında
Boğaziçi Üniversitesi'nde Öğrenci Muhalefeti'nden arkadaşlarla birlikte
afiş ve bildiri dağıtarak faaliyet yürüttüm. Seçimlere 3 hafta kala Boğaziçi
Üniversitesi'nde yaklaşık 150 kişinin katıldığı Baskın Oran toplantısı
düzenledik.
Seçim faaliyetinin son haftası Hisarüstü Mahallesi'ndeydik.
Mahalleden DTP üyesi bir arkadaş ve Ortak Aday kampanyasında tanıştığımız
örgütsüz bir aktivistle birlikte mahallede tek tek ev ziyaretleri yaptık.
Genel olarak Ortak Aday ve seçim kampanyalarının en önemli
olumlu etkisi Hrant Dink cinayetinden bu yana genel olarak sol kesimde
yükselen birlik hassasiyetinin ilk somut adımı olmasıydı. Bu seçim kampanyaları
(mükemmel olmasa da) sol hassasiyeti paylaşan kesimlerle Kürt hareketini
bir düzeyde bir araya getirdi. Seçim kampanyalarının içinde en geniş birliği
yakaladığımız Ufuk Uras'ın Bin Umut adayı olarak meclise gitmesi hepimiz
için ön açıcı oldu. Buradan yeni açılımlar yaratmak mümkün.
Seçimler bitti, ancak seçimler vasıtasıyla yakaladığımız
birliğin bitmemesi gerekiyor. Barış, sosyal adalet ve özgürlük gibi sol
değerlere sahip çıkanları "bir solcuyu solcu yapan en temel ortak
talepler" etrafında bir araya getirecek ortak bir zemine ihtiyacımız
var.
Önümüzdeki dönem çok yaşamsal sorunlarla karşılaşacağız.
Ekonomik kriz ve yeni savaş olasılıklarının yanı sıra yükselen ırkçılık,
ayrımcılık ve yoksullaşma sorunları ile baş etmemiz gerekecek. Böylesi
keskin konularda sandıkta ve sokakta etkin bir muhalefetin inşası için
bugün daha şanslıyız çünkü artık mecliste bir kürsümüz var.
Mesut Çelebioğlu - Antikapitalist
sayfa başına dön
|