Güncelleme:
10.08.2007
             

 

Site içi arama


google'da ara
antikapitalist'te ara


Oyumuzu, güvenimizi ve umudumuzu artıralım

Toplam sol oylarda 2002'de yaşanan rekor düşüşün nedenleri 4 ve 5. sayfalarımızda tartışılıyor. Ancak ortada olan acı geçek 2002'de yaklaşık 4 milyon sol oyun ortadan kaybolmasıdır. Bu oyların sağa gitmediği açık. O zaman bu seçmenler nerede sorusunu sormak önem kazanıyor.

Esas olarak gerçekçi, yani kendisini ifade eden ve barajı aşabilecek, bir alternatif görmeyen önemli bir çekirdek var. Hemen hepimizin çevresinde bulabileceğimiz böyle seçmenleri sandığa götürmek ortak aday projesiyle hiç de zor olmayacaktır. Zaten çoğunun gönlünden geçen böyle bir proje bu kesim içinden bir grubun tekrar mücadeleye dönmesini sağlar.

Kampanyayı duyan sınırlı grup içindekilerin büyük kısmının soldaki partilerin kendi grup çıkarlarını bir an için bile olsa arka plana itmeyeceği, bu nedenle ortak aday projesinin gerçekleşmeyeceği beklentisi hakim.

Soldaki belli başlı parti ve grupların bu olumsuz beklentiyi boşa çıkaracak adımlar atması, solun yeniden güç ve prestij kazanması yolunda ciddi bir adım atmamızı sağlayacaktır.

Sandığa gitmeyen sokağa da çıkmıyor

Kayıtlı seçmenlerin nüfusa oranı %41,3'ten %59,5'e yükselirken seçimlere katılım oranı 2002'de son 20 yılın en düşük seviyesine inmiştir. 1987'de %93,3 olan seçime katılım oranı 2002'de %79,1'dur.

Bu durum, büyük seçmen kitlesinin parlamentoya ve geleneksel partilere güveninde ciddi bir azalma yaşandığını göstermektedir.

Sandığa gidip de boş ya da geçersiz oy kullananların oranı ise son 6 seçimde ortalama olarak % 3,9'dur. Bu oran, solun görece daha fazla umut verdiği 1987, 1991 ve 1995 yıllarında ortalamanın altına inmektedir.

Geçerli oyların kayıtlı seçmen sayısına oranı, seçime fiili katılımı ifade etmesi açısından anlamlıdır. Bu oran da son seçimde %75,9 olmuştur. Bunun anlamı, kayıtlı her 4 seçmenden biri 2002'deki seçimde ya sandığa gitmemiş ya da geçersiz oy kullanmıştır. 2002'de sandığa gitmeyen 8,6 milyon seçmen ve geçersiz oy kullanan 1,3 milyon seçmen vardır. Bu iki rakamın toplamı olan 9,9 milyon oy, sol olarak tanınan bütün partilerin aldığı toplam oydan (9,1 milyon) daha fazla ve neredeyse AKP'nin aldığı oy (10,8) kadardır.

Seçmenlerin bu davranışı ile toplumsal mücadele düzeyi arasında ilişki kurmak yanlış olmaz. Değişim isteyenlerin yüksek ülke barajını aşarak parlamentoya girebilecek partilere yöneliminin azalması eğer kendisini mücadele olarak ifade etseydi Türkiye'deki toplumsal mücadelenin düzeyi çok yüksek olurdu. Ama durum ne yazık ki böyle değil.

Mevcut siyasi yapılara güvenmeyen bu kadar geniş bir kesim varken bu kesimlerin temsilcisi olacak yeni bir partinin çıkmayışı, yada partilerden birinin bu kesime yönelmeyişi önemli bir sıkıntıyı ifade ediyor. Partilere güvenmeyen bu kesim kedisine de güvenmiyor. Üstelik bu kesim içinde toplumsal mücadelelerin örgütleyici çekir-değini oluşturan sol kesimin payı oldukça yüksek.

Bu durumun doğal sonucunu toplumsal seviyesinin düşüklüğü, umutsuzluk, moralsizlik olarak yaşıyoruz. Bu nedenle bu kesimi heyecanlandıracak ortak aday projesi daha da önem kazanmaktadır.


Hayal değil gerçek; daha fazlası da mümkün

Yaptığımız çalışma gösteriyor ki bir çok seçim bölgesinde, sadece o bölgedeki oylarımızı biraz artırarak daha fazla milletvekili çıkarmamız mümkün. Ortak bağımsız aday projesiyle oylarımızı artırmamız aşağıda sıraladığımız nedenlerle çok mümkündür:
1- Farklı grupların birlikteliğinin yarattığı enerji: 2002'de sağlanan kısmi birlik bile oylarımızı 426 bin 708 adet artırmıştı. 1999 seçimlerinde sosyalist sol grupların ciddi kısmının desteklediği HADEP ve EMEP'in toplam oyu 1 milyon 533 bin 952 iken bu iki partinin içinde yer aldığı ve hemen hemen aynı gruplarca desteklenen çatı partsi DEHAP'ın oyunu 2002'deki 1 milyon 960 bin 660'a yükselmiştir. DEHAP ittifakı ÖDP ve TKP tarafından desteklenseydi yaratacağı hava, DEHAP'ın yarattığı havadan çok daha yüksek olurdu.
2- Yüksek ülke barajı DEHAP'ın da, ÖDP'nin de TKP'nin de oylarını düşürmüştür. Oy vermeyi düşündüğü partinin barajı aşamayacağını düşünen seçmen, ikinci en iyi tercihi yapmak zorunda kalmaktadır. Bu ise CHP oyları içide bir miktar oyumuz olduğunu gösterir.
3- Bağımsız aday projesi baraj engelini ortadan kaldıracağı için doğru adaylar ve iyi bir kampanya ile bazı bölgelerde oy patlaması yapabileceğimizi düşünmek gerçekçidir.
4- Geçen seçimde "mecburen" CHP'ye oy veren seçmenlerin sayısı eğer gerçekçi bir alternatif üretemezsek bu seçimde daha da artacaktır. Ortak aday proesi Baykal'ı cezalandırmak isteyen sol seçmen için ilk adres olacaktır.
5- Geçen seçimlerde oy kullanmayan ya da geçersiz oy veren seçmenlerin sayısında yaşanan patlamadan sol seçmen muaf değildi. Yaklaşık 4 milyon seçmen sandığa küsmüştü. Umut veren adaylar ve iyi bir kampanya bu küskün seçmenin en azından bir bölümünü sandığa çekebilir.
6- Kürt bölgeleriden büyük illere göçen ama 2002'de kayıtlı olmadığı için oy kullanamayan seçmenlerin bu seçimlerde daha yüksek oranda sandığa gideceğini beklemek de gerçekçidir. DEHAP da bu yönde çaba harcamıştır.
7- Ortak adaylar için değişik parti, grup ve kurumlardan bireylerin ortak faaliyet yapmasının yaratacağı enerji (DEHAP kam-panyasında bunun nasıl bir şeye benzeyebileceğini hissetmiştik) kampanyanın alacağı sonuçları pozitif et-kileyecektir.
Tablodaki rakamlar gösteriyor ki bazı seçim çevrelerinde sadece o çevrede aldığımız oy oranını yüzde 1 artırsak bile ek bir vekil daha seçtirebiliyoruz. Böylece 69 milletvekili sayısının 97'ye kadar çıkması olanaklı hale geliyor.


sayfa başına dön


 
gazete arşivine git kütüphane