Sendikamızı inşa edelim
İkinci dönemin başında broşürlerin basılmasıyla birlikte,
Genç-Sen'i inşa etme hedefiyle üniversite çalışmalarına başladık. Şu anda
Genç-Sen faaliyetleri yaklaşık 30 ile yayılmış durumda. Fakat üniversitelerde
bugün ne yapmamız gerektiğine dair farklı fikirler var. Hâlâ Genç-Sen
bir kampanya yapmalı tartışması devam ediyor. Ancak henüz kurulmamış,
yeterince kapsayıcılığa ulaşmamış bir sendikal gi-rişimin kazanımla sonuçlanacak
bir kampanya yapabileceğini iddia etmek mümkün değil. Tersi bir sonuçsa
pek çok öğrencinin "bu da bir alternatif değil" demesine neden
olacaktır. Sonuç alıcı bir kampanya ancak kendine "Genç-Senliyim"
diyen her üniversitedeki çok sayıda öğrencinin bu çalışmaya ortak bir
karar sonucu başlamasıyla mümkün olabilir. Onlara ulaşmanın yolu her üniversitede
masa açmak. Ancak bu da kendi başına yeterli değil. Girişimci bulma sürecini
öğrencilerle tek tek diyalog kurarak işletmek gerekiyor çünkü sendika
fikri bizim için hâlâ çok yeni. Bu çalışmadan haberdar olmayan pek çok
öğrencinin yanı sıra, haberdar olanların kafasında mümkün olup olmadığına,
sendikanın nasıl işleyeceğine dair sorular var. Her öğrenciyle sendikayı
tartıştığımız bir süreci işleterek bu sorulara yanıt üretebilir ve yeni
Genç-Senlilere ulaşabiliriz. Bu çalışmanın yapıldığı üniversiteler sonuç
alınabileceğini gösteri-yor.
Özellikle İstanbul açısından bir diğer tartışma haftada bir gerçekleştirdiğimiz
il düzeyindeki toplantıların işleyişiyle ilgili. Bu toplantılara katılım
şu anda bireysel düzeyde. Bu da karar alma süreçlerinde temsiliyet sorununu
beraberinde getiriyor. Bu sorun ancak üniversitelerin kendi temsilcilerini
seçmesiyle çözülebilir.
Temsilci seçimi için o üniversitede en az kaç girişimcinin
olması gerektiği, bir temsilcinin kaç öğrenciyi temsil edeceği, seçimlerin
nasıl yapılacağı, karar alma sürecinde toplantıya bireysel olarak katılanlar
ve temsilciler arasında ne tür bir dengenin bulunacağı konularının belirlenmesi
gerekiyor.
Üniversitelerden seçilerek gelen temsilcilerin katıldığı
toplantılar hem üniversitelerin genel iradesini yansıtacak, hem de Genç-Sen'i
inşa eden aktivistlerin katılımını sağlayacaktır. Tabii ki bu sürecin
işletilmesi girişimci sayısını arttırmaya yönelik çalışmaların yapılmasıyla
mümkün olacak. En azından temsilci seçmeye yetecek kadar girişimci sayısına
ulaşmış olan üniversitelerde bunu gerçekleştirmek, diğer üniversiteler
için de girişimci bulmaya yönelik motivasyon sağlayacaktır.
Okulların kapanmasına kısa bir süre kala bundan sonra ne
yapacağımız sorusu da önem kazanıyor. Bunun için tüm illerden katılımın
sağlandığı, deneyimlerimizi paylaşmayı ve önümüzdeki yaz için bir çalışma
planı oluşturmayı he-deflediğimiz bir forum düzenleyebiliriz. Ancak yapacağımız
çalışmaların temel amacı değişmedi. Genç-Sen hâlâ çok dar bir çevreyle
sınırlı. Önümüze koyduğumuz tüm çalışmalarda bu çevreyi genişletmeyi ve
yeni Genç-Senlilere ulaşmayı hedeflemekle birlikte, üniversitelerde diyalog
merkezli yürüttüğümüz çalışmalar bu hedefin gerçekleştirilme-sinde en
kritik faaliyet olmaya devam edecektir.
ODTÜ Genç-Sen ilham veriyor
Ozan Ersan
Dönem başında Ankara üniversiteleri arasında yaptığımız
toplantılarda bu dönemi yeni girişimciler bulmak için kullanmak gerektiğini
kararlaştırmıştık.
Dönem başından bu yana yapılan işler sayesinde Ankara'da
yaklaşık 400 kişilik bir girişimci listesi oluştu. Bu girişimcilerin dağılımına
baktığımızda kampüsler arasında ciddi bir farklılık görüyoruz; girişimcilerin
300 kadarı ODTÜ kampüsünden. Geri kalan gi-rişimciler ise Gazi, Ankara
ve Hacettepe Üniversitelerine dağılmış durumda. Bu farklılığı okulların
öznel koşulları arasındaki farklılıklar olarak adlandırmak (Gazi hariç)
yeterli bir yanıt oluşturmayacaktır. Bu eşitsizliği yaratan, masa açmak,
bildiri dağıtmak, toplantı yapmak gibi her kampüste gerekleştirilen faaliyetler
değil; bu faaliyetlerin nasıl yapıldığıdır.
ODTÜ'de diğer kampüslere göre daha başarılı olmamızı sağlayan
temel faktör Genç-Sen faaliyetini omuzlayan aktivistlerin sendika inşa
etme konusunda “pasosu olan her öğrenci”ye ulaşma çabasıdır. Çoğu sosyalist
olan Genç-Sen aktivistleri sendikayı içinde büyüyecekleri bir araç olarak
yada faaliyetlerini meşrulaştırmak üzere bir paravan olarak görmüyorlar.
Öğrencilerin çoğunluğunu kapsayacak gerçek bir kitle sendikası kurmaya
çalışıyorlar.
İkinci farklılık birincinin doğal sonucu olarak ortaya çıkıyor:
Eğer öğrencilerin büyük çoğunluğunun üyesi olacağı, öğrenci kimliği olan
herkesin üyesi olabileceği bir sendika kurmak istiyorsak mümkün olan herkesle
ayrım yapmadan konuşmak, tartışmak zorundayız. Bunun anlamı da masa açıp
arkasında beklemek, bildiriyi dağıtıp gitmek değil. Masanın önüne geçip
etraftaki her öğrenciyle sohbet etmeye çalışmaktır.
Kısaca taban aktivizmi diye özetleyebileceğimiz yöntemi
kullanan ODTÜ Genç-Sen aktivistleri, insanlarla konuşmayı önemseyen, tüm
sorulara tatmin edici cevap üretmekte iddialı, eşitler arasıcılığı kabul
eden yaklaşımlarıyla fark yarattılar. Umarız ODTÜ deneyimi diğer kampüslerdeki
arkadaşlarımızın daha fazla girişimci ve aktivist kazanmasına yardımcı
olur.
ODTÜ'de daha fazla kişiyle buluşabilmek için bölüm toplantıları yapmaya
karar vermiştik. Bundaki amaç (bölüm özelinde olması sebebiyle) daha az
kişiyle daha detaylı konuşmalar yapmaktı. Henüz bu toplantıları tam randımanıyla
gerçekleştiremesek de bazı bölümlerde ciddi başarılar elde ettik (biyoloji
ve genetik). Bunun mümkün olduğunu böylece pratikte görmüş olduk.
Sayımızın artmasıyla birlikte elbette yeni sorunlarımız
da ortaya çıktı. Bunların en önemlisi 'yeni gi-rişimciler'in hem birbirlerini
hem de bizlerin onları yeterince tanımıyor oluşumuz. Kampüsteki bu soruna
yine kampüsten çözümler üretildi. Bir Genç-Sen pikniğini düzenlemeye karar
verdik. Böylece girişimciler sosyal bir ortamda birbirleriyle tanışarak
Genç-Sen'i konuşma fırsatı yakalayacak.
21 Nisan'da yapılan Ankara Genç-Sen toplantısında da bu
kararımız diğer kampüslere önerildi.
Mayıs ayında tüm Ankara üniversitelerindeki Genç Sen'lilerin katılacağı
bir piknik yapılacak. Ayrıca kampüslerdeki bahar şenlikleri aktif olarak
değerlendirilecek.
Hazırlık’ta sendika faaliyeti
Çağla - Çağla
Hazırlık bölümünde bir hafta boyunca açılan masa (renkli,
müzikli) ve yapılan tanıtımlar (masa başında durup insanların soru sormasını
beklemek yerine tek tek yanlarına gidip onların Genç-Sen hakkındaki fikirlerini
almak, ödev olarak sınıfta yaptığımız sunumlarda Genç-Sen'i anlatmak)
sonucu 140 Genç-Sen girişimcisi oldu. 140 kişinin 140'ı da "Genç-Sen'in
olduğu her işin altına imzamı atarım ne gerekiyorsa yaparım" demiyordu
elbette. Bu fikri beğendiği, daha fazla bilgi almak istediği ve bu konuda
söyleyecek sözü olduğu için girişimci formunu dolduran arkadaşlarımız
çoğunlukta. Yine aynı şekilde düşünen ama "siz bir başlayın da biz
desteğimizi veririz" diyerek formu doldurmayan arkadaşlar da var.
40 kişilik katılımın olduğu hazırlık bölümü toplantısında
öncelikle Genç-Sen'in ne olduğu, bugüne kadar Türkiye'de (özellikle İstanbul
ve Ankara'da) neler yapıldığı, dünyadaki diğer öğrenci sendikaları ve
genel olarak öğrenci hareketi anlatıldı. Gelen sorular öncelikle öğrenci
hareketi, öğrenci hareketiyle sınıf hareketi arasındaki bağ ve sendikal
hareketle öğrenci hareketinin uyuşup uyuşmadığı üzerineydi. Genç-Sen'in
neden DİSK çatısı altında olduğu, diğer sendikalarla nasıl bir ilişki
içinde olacağı ve bunun pratiğe nasıl yansıyacağı da yapılan başka bir
önemli tartışmaydı. Bazı arkadaşlarımız Genç-Sen'i insanlara tanıtmaya
çalışmak (masa açıp insanlarla konuşmak) yerine, temel haklarımızı talep
ettiğimiz bazı kampan-yalar yürütmenin ve bu kampanyalardan elde edilen
kazanımların insanları Genç-Sen'li olmaya daha çok ikna edeceğini söylediler.
Ama hâlâ bir çok insan Genç-Sen'in ne olduğunu bile duymamışken Genç-Sen
adıyla çıkıp iş yapma konusunda fikir birliğine varılamadı. Genç-Sen tanıtım
çalışmaları (panel, söyleşi, film gösterimi) ve diğer sorunlar hakkında
yapılan çalışmaların (proficiency, kantin vb.) eş zamanlı olarak yürütülmesine
karar verildi.
sayfa başına dön
|